Doç. Dr. Aslı GÖNCÜ KÖSE, Psk. Buse EKREN
An Investigation of the Differences in the Dark Triad and the Big Five Personality Traits Across Majors
Özet
|
Tam Metin
Karanlık Üçlü (KÜ) kişilik özellikleri, birbirleriyle ilişkili kişilik özelliklerinden Makyavelizm, narsisizm ve psikopatiyi kapsamaktadır ve araştırmalar KÜ kişilik özelliklerinde yüksek skor alan bireylerin bu kişilik özelliklerine uygun olan ödüllere/çıktılara ulaşmalarını sağlayacak meslekler seçme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Bu bulgular ve önermeyle uyumlu olarak, KÜ kişilik özelliklerinin üniversite öğrencilerinin bölüm tercihlerini etkileyeceği önerilmektedir. Önceki araştırmalar Büyük Beşli (BB) kişilik özelliklerinin de eğitim tercihlerini etkilediğini göstermektedir. Bu çalışmanın temel amacı, kariyer seçimlerinde bu kişilik özelliklerine bağlı olarak yapılan öz-seçimlerin etkili olup olmadığını araştırmaktır. Veri, Türkiye’de yedi farklı alanda (psikoloji, hukuk, iktisat/işletme, mühendislik, siyaset bilimi, tıp ve eğitim bilimleri) henüz eğitime başlamış 659 (359 kadın) üniversite öğrencisinden toplanmıştır. Grupların değişkenlerdeki ortalamaları KÜ ve BB kişilik özelliklerinin bağımlı değişken olduğu 2 (cinsiyet)×7 (bölüm) varyans analizi yöntemiyle karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, iktisat/işletme ve mühendislik öğrencilerinin Makyavelizm skorlarının psikoloji öğrencilerinin skorlarından daha yüksek olduğunu; ayrıca, mühendislik, iktisat/işletme ve siyaset bilimi öğrencilerinin psikopati skorlarının psikoloji öğrencilerinin skorlarından yüksek olduğunu göstermiştir. Psikoloji öğrencilerinin nevrotizm skorlarının, mühendislik, iktisat/işletme ve siyaset bilimi öğrencilerinin skorlarından daha yüksek olduğu bulunmuştur. Hukuk ve eğitim fakültesi öğrencilerinin nevrotiklik skorları da mühendislik ve iktisat/işletme öğrencilerinin skorlarından daha yüksektir. Son olarak, sonuçlar deneyime açıklık ve dürüstlük kişilik özellikleri için bölüm ve cinsiyetin etkileşim etkisinin olduğunu göstermiştir. Bulgular, kuramsal ve uygulamaya yönelik çıkarımlar ile gelecekteki araştırmalar için öneriler bağlamında tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Karanlık üçlü kişilik özellikleri; Büyük beşli kişilik özellikleri; Akademik alan seçimi.
Doç. Dr. Yeşim GÜLEÇ-ASLAN, Arş. Gör. Ayşe Büşra SUBAŞI-YURTÇU, Doç. Dr. Özcan Erkan AKGÜN, Prof. Dr. İsmail GÜLEÇ
University Students’ Experiences as Volunteers in Hospitals for Individuals with Autism Spectrum Disorder and Their Families:
“Be My Hospital Friend”
Özet
|
Tam Metin
Otizm spektrum Bozukluğu (OSB) tanılı bireyler yaşadıkları çeşitli sağlık sorunları nedeniyle tıbbî kontrolleri için ailelerince sağlık ku-rumlarına düzenli olarak götürmektedirler. OSB’ye özgü temel güç-lükler, sağlık çalışanlarının OSB bilgilerindeki yetersizlikler ve bu süreçte aileye destek olacak gönüllülük hizmetlerinin eksikliği neden-leriyle, sağlık kurumlarına gidildiği günler OSB tanılı birey ve ailesi için zor bir süreç haline gelebilmektedir. Bu araştırma kapsamında, OSB tanılı bireylere ve ailelerine, sağlıkla ilgili süreçlerinde gönüllü destek olmak amacıyla üniversite öğrencileri ile yürütülen “Hastane Arkadaşım Olur musun?” adlı bir program başlatılmıştır. Bu nitel araştırmanın amacı, yansıtma formları ile toplanan veriler aracılıyla öğrencilerin bu gönüllülük çalışmasındaki deneyimlerinin incelenme-sidir. Ayrıca, öğrencilerin OSB bilgi düzeyleri de niceliksel olarak in-celenmiştir. Araştırma bulguları, programın öğrencilerin OSB bilgi düzeylerini ve kişisel gelişimlerini sağlama bağlamında faydalı oldu-ğunu göstermiştir. Bulgular gelecekteki uygulama ve araştırmalar doğrultusunda tartışılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Otizm spektrum bozukluğu; Hastane; Nitel araş-tırma; Gönüllülük.
Dr. Öğr. Üyesi Şaziye SEÇKİN-YILMAZ, Yaren BÜYÜKÇAKMAK
Öğrenme Güçlüğü Olan ve Olmayan Öğrencilerin Sözcük Okuma ve Ses Bilgisel İşlemleme Becerilerinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler dilin ses bilgisel bileşenindeki bozukluklar nedeni ile okuma becerilerinde önemli güçlükler yaşamaktadır. Bu çalışmanın amacı öğrenme güçlüğü olan ve olmayan öğrencilerin ses bilgisel işlemleme becerilerindeki (ses bilgisel farkındalık, hızlı otomatik isimlendirme, ses bilgisel kısa süreli bellek) performanslarının karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Çalışmada betimsel karşılaştırmalı araştırma modeli kullanılmıştır. Katılımcıları ilkokul üçüncü sınıfa devam eden öğrenme güçlüğü olan 20 ve olmayan 20 olmak üzere toplam 40 öğrenci oluşturmaktadır. Sözcük okuma becerilerinin değerlendirilmesinde Türkçe Kelime Okuma Testi, ses bilgisel farkındalığın değerlendirilmesinde Ses Bilgisel Farkındalık Değerlendirme İşlemleri, hızlı otomatik isimlendirmenin değerlendirilmesinde Hızlı İsimlendirme Testi ve ses bilgisel kısa süreli belleğin değerlendirilmesinde Çalışma Belleği Ölçeği’nin Sözel Kısa Süreli Bellek alt testleri kullanılmıştır. Sonuçlar bütün becerilerde öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin anlamlı bir şekilde normal okuma başarısına sahip akranlarından başarısız olduğunu göstermiştir. Öğrenme güçlüğü olan ve olmayan öğrencilerin sözcük okuma becerileri ile ses bilgisel işlemleme becerileri arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermiştir. Bulgular ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Öğrenme güçlüğü; Sözcük okuma; Ses bilgisel işlemleme; Ses bilgisel farkındalık; Hızlı-otomatik isimlendirme; Ses bilgisel kısa süreli bellek.
Dr. Öğr. Üyesi Zehra ERTUĞRUL-YAŞAR, Doç. Dr. Sema KARAKELLE
Development of Executive Functions in Pre-schoolers
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı, yönetici işlevlerin üç bileşeninin gelişimini ve gelişim örüntülerini ve bu bileşenlerin dil becerisinin alıcı ve ifade edici yönleri ile olan ilişkisini boylamasına araştırmaktır. Alıcı ve ifade edici dil görevleri ve yaşa uygun çalışma belleği, ketleme ve kurulumu değiştirme (shifting) görevleri 36-65 ay arasında değişen 70 okul öncesi çocuğa (36 kız ve 34 erkek) uygulanmıştır. Boylamsal bir desende 6 aylık aralıklarla iki kez ölçüm alınmıştır. Bu çalışmanın bulguları, dilin farklı yönlerinin 6 ay sonraki kaydırma ve çalışma belleği bileşenleriyle yordayıcı ilişkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca bulgular yönetici işlevlerin farklı bileşenlerinin okul öncesi yıllarda hem kesitsel hem de boylamsal olarak nasıl geliştiğini göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Yönetici işlevler; Dil; Çalışma belleği; Ketleme; Boylamsal; Okul öncesi dönem.
Zehra ÖNÜR, Doç. Dr. İshak KOZİKOĞLU
Ortaokul Öğrencilerinin Eğitim Teknolojisi Yeterlikleri
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin eğitim teknolojisi yeterliklerini çeşitli değişkenlere göre incelemektir. Betimsel tarama modelinin kullanıldığı bu çalışmanın örneklemini, tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenen toplam 920 ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada, ortaokul öğrencilerinin eğitim teknolojisi yeterliklerini belirlemek amacıyla Eğitim Teknolojisi Standartları Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde, betimsel istatistikler (ortalama, standart sapma) ve fark analizleri (t Testi, ANOVA) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, ortaokul öğrencilerinin eğitim teknolojisi yeterliklerinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin teknoloji okuryazarlığı, yaratıcılık ve yenilikçilik yeterliklerinin yüksek düzeyde, dijital vatandaşlık ve katılım yeterliklerinin ise orta düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Erkek öğrencilerin kız öğrencilere kıyasla; sınıflarında akıllı tahta bulunan öğrencilerin sınıflarında akıllı tahta bulunmayan öğrencilere kıyasla; evlerinde internet bağlantısı bulunan öğrencilerin evlerinde internet bağlantısı bulunmayan öğrencilere kıyasla; bilgisayar, akıllı telefon ve tablet bilgisayar gibi teknolojik araçlara sahip olan öğrencilerin bu teknolojik araçlara sahip olmayan öğrencilere kıyasla eğitim teknolojisi yeterliklerinin daha yüksek düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ebeveynlerin eğitim düzeyleri ve ailenin gelir düzeyi yükseldikçe öğrencilerin eğitim teknolojisi yeterlik düzeylerinin de yükseldiği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Eğitim teknolojisi yeterlikleri; Teknoloji okur yazarlığı; Yaratıcılık; Yenilikçilik.
Firdevs GÜVENCİ, Doç. Dr. Adil ÇORUK
Mesleki Eğitim Merkezlerinde Görev Yapan Öğretmenlerin İş Doyumlarına İlişkin Görüşlerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı İzmir ilinde bulunan mesleki eğitim merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin iş doyumlarına ilişkin görüşlerinin çeşitli değişkenlere göre incelenerek değerlendirilmesidir. Bu araştırma, İzmir ilinde 2017-2018 eğitim-öğretim yılında mesleki eğitim merkezlerinde görev yapan 177 öğretmenin sosyo-demografik özelliklerini, iş doyumlarına ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmış nicel bir çalışmadır. Araştırmada Çetinkanat (1995) tarafından geliştirilen İş Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Veri toplama aracı iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde cinsiyet, yaş, medeni durum, mezun olduğu okul türü ve öğretmenlikteki hizmet yılı değişkenleri, ikinci bölümde iş doyumunu ölçmeye yönelik 32 soru bulunmaktadır. Araştırmanın istatistiksel analizinde SPSS.23 paket programı kullanılmıştır. Veriler normal dağılım gösterdiği için parametrik testler kullanılmıştır. İki gruplu karşılaştırmalarda bağımsız gruplar için t testi, ikiden fazla olan gruplardaki karşılaştırmalar için ise tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. One-Way ANOVA testlerinde gruplar arasındaki farklılığın kaynağını bulmak için Post Hoc testlerinden birisi olan Tukey Testi’nden yararlanılmıştır. Araştırmada hata payı p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, öğretmenlerin iş doyumunun yaş, medeni durum ve mezun oldukları okul türü değişkenleri açısından anlamlı farklılık oluşturmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Ama cinsiyet ve öğretmenlikteki hizmet yılı değişkenlerinde oluşan farklılığın ise anlamlı olduğu ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: Öğretmen; Mesleki eğitim; Mesleki eğitim merkezi; İş doyumu; İş doyumu ölçeği.
Dr. Zeynep ŞİMŞİR, Prof. Dr. Erdal HAMARTA, Prof. Dr. Bülent DİLMAÇ
Stresle Başa Çıkmanın Yordayıcısı Olarak Yaşamın Anlamı ve Manevi Deneyim
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin stresle başa çıkma düzeyinin, günlük manevi deneyim ve yaşamın anlamı açısından incelemektir. Araştırma, ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, Konya ilinde bulunan devlet üniversitelerinin çeşitli bölümlerinde öğrenim gören 497 öğrenciden oluşmaktadır. Yaşları 18 ile 43 arasında değişen katılımcıların 297’si kadın, 200’ü erkektir. Araştırma verilerinin analizinde korelasyon ve doğrusal regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Korelasyon analizi sonuçlarına göre; üniversite öğrencilerinin manevi deneyimleri, sahip oldukları anlam duygusu ve stresle başa çıkma stilleri arasında anlamlı ilişkiler mevcuttur. Çoklu doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre ise manevi deneyim ve yaşamın anlamı stresle başa çıkmayı anlamlı düzeyde yordamaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar ilgili alanyazın ışığında tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Günlük manevi deneyim; Yaşamın anlamı; Stresle başa çıkma; Maneviyat; Üniversite öğrencileri.
Dr. Öğr. Üyesi Yıldız ÖZTAN-ULUSOY, Doç. Dr. Funda DAĞ
Kariyer Planlaması Sürecine Destek: “meslegimiseciyorum.org” Web Portalına İlişkin Kullanıcı Görüşleri
Özet
|
Tam Metin
Meslek seçimi, seçeneklerin arttığı günümüz dünyasında günden güne zorlaşan bir süreçtir. Çeşitlenen meslek alanları, mesleklerin gerektirdiği nitelikler bireylerin uzun bir gözlem ve farkındalık dönemine ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. Bu kapsamda, meslekleri tanımak ve çeşitlenen iş olanaklarına hâkim olabilmek için bireylerin bilgilenmeye ve yeterli meslekî olgunluk düzeyine ulaşmaları için de kendilerini tanımaya ihtiyaçları vardır. Bu araştırmada, lise öğrencilerinin kendilerini tanımaları ve meslekî olgunluk düzeylerini geliştirmeleri amacıyla yürütülen bir kariyer planlanma programının destek aracı olarak hazırlanan web sitesinin kariyer planlaması sürecinde kullanışlılığı incelenmiştir. Betimsel tarama modelindeki araştırmada rehber öğretmen ve lise öğrencilerinden oluşan toplam 32 kullanıcıdan toplanan nicel ve nitel verilerin analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; kullanıcıların “meslegimiseciyorum.org” web sitesine ilişkin değerlendirmelerinin olumlu olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, katılımcıların sitenin modüllerini içerik niteliği ve arayüz özellikleri açısından kullanışlı ve yeterli buldukları belirlenmiştir. Sitede, “Meslek Alanları” ve “Kendini Tanıma” modüllerinin kullanıcılar tarafından en beğenilen modüller olarak ifade edildiği tespit edilmiştir. Araştırma bulguları doğrultusunda teknoloji destekli ortamların kariyer planlamasındaki katkıları tartışılmıştır
Anahtar Kelimeler: Kariyer geliştirme programları; Kariyer planlama; Bilgisayar destekli kariyer planlama sistemi; Lise düzeyi; Meslek seçimi.
Dr. Öğr. Üyesi Seher Merve ERUS, Doç. Dr. Şerife Gonca ZEREN, Uzman Yağmur AMANVERMEZ, Dr. Arzu BUYRUK-GENÇ
Üniversite Öğrencilerinin Yaşam Doyumları, Pozitif ve Negatif Duyguları: İstanbul’da Bir Devlet Üniversitesinde Profil Çalışması
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin yaşam doyumu, pozitif ve negatif duyguları; cinsiyet, fakülte, sınıf düzeyi, yaş, ailenin geliri, aylık harcama miktarı, yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim yeri, öğrenim sürecinde yaşadığı yer, psikolojik danışma yardım talebi değişkenleri açısından anlamlı derecede farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılmaktadır. Bu kapsamda araştırmanın örneklemini 962 (412 kadın ve 550 erkek) üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Yaşam Doyumu Ölçeği, Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği kullanılmıştır. Yaşam doyumu, pozitif ve negatif duygu puanlarının demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla bağımsız örneklemler için t Testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda, yaşam doyumu açısından cinsiyet, yaş, ailenin gelir düzeyi ve psikolojik danışma yardım talebi değişkenlerine göre anlamlı fark olduğu; pozitif duygu açısından cinsiyet, fakülte değişkenlerine göre anlamlı fark olduğu; negatif duygu açısından fakülte, yaş, ailenin gelir düzeyi, yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim yeri ve psikolojik danışma yardım talebi değişkenlerine göre anlamlı fark olduğu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Öznel iyi oluş; Yaşam doyumu; Pozitif ve negatif duygu; Üniversite öğrencileri.
Arş. Gör. Seda Merve ŞAHİN, Arş. Gör. Sami ÇOKSAN
The Relationship between Attachment Styles, Love Types, Emotional Expression and Life Satisfaction
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışma romantik ilişkilerde bağlanma stilleri ile aşk tipi tercihi, duygusal ifade ve yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Çalışmaya 226 gönüllü katılmıştır. Sonuçlar, romantik partnerlerine güvenli bağlanmış katılımcıların Eros aşk tipini; görece güvensiz bağlanmış katılımcıların ise Ludus, Pragma ve Mania aşk tiplerini tercih ettiklerini göstermiştir. Romantik partnerlerine güvenli ve güvensiz bağlanan katılımcıların Storge ve Agape aşk tipi tercihleri arasında bir farklılık görülmemiştir. Ayrıca, partnerlerine güvenli ya da güvensiz bağlanan gruplar arasında genel duygusal dışavurum açısından anlamlı bir farklılık yoktur. Son olarak, romantik partnerlerine güvenli bağlanan katılımcıların, güvensiz olanlardan daha fazla yaşam doyumuna sahip oldukları belirlenmiştir. Romantik ilişkilerde bağlanma stillerine yönelik çalışmalar ile duygusal dışavurumlar ve yaşam doyumuna yönelik farklılaştırma gücünün elde edilebileceği tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bağlanma stilleri, Duygusal dışavurum, Yaşam doyumu, Aşk tipleri, Romantik ilişkiler.
Emel KARADAŞ, Prof. Dr. Özgen KORKMAZ, Prof. Dr. Recep ÇAKIR, Dr. Feray UĞUR-ERDOĞMUŞ
Üniversite Öğrencilerinin Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenme, İnternet ve Dijital Teknolojilere Yönelik Tutumlarının İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin “Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenme”, internet ve dijital teknolojilere dönük tutumlarını ve görüşlerini belirlemektir. Araştırma deseni olarak karma yöntem kullanılmıştır. Bu araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 güz döneminde Amasya Üniversitesinde farklı bölümlerde eğitim gören 358 öğrenci oluşturur. Araştırmanın verileri İnternete Yönelik Tutum Ölçeği, Dijital Teknolojilere Yönelik Tutum Ölçeği, Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenmeye Yönelik Tutum Ölçeği ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda üniversite öğrencilerinin “Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenme” ve dijital teknolojilere dönük tutumlarının yüksek, internete dönük tutumlarının orta düzeyde olduğu görülür. Üniversite öğrencilerinin “Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenme”, internet ve dijital teknolojilere yönelik tutumlarının sınıf düzeyi açısından farklılaşmadığı, bölüm açısından ise internete ve dijital teknolojiye dönük tutumlarının farklılaştığı ama “Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenme”ye dönük tutumlarının farklılaşmadığı görülmektedir. Cinsiyet açısından “Çevrimiçi İşbirlikli Öğrenme” ve internete dönük tutumlarının farklılaşmadığı, dijital teknolojilere dönük tutumlarının farklılaştığı görülür.
Anahtar Kelimeler: Çevrimiçi işbirlikli öğrenme; İnternet; Dijital teknolojiler; Tutum; Üniversite öğrencileri.
Dr. Nilay KEFELİ, Dr. Filiz KARA
Fen Bilimleri Öğretmen Adaylarının Bilim ve Bilim İnsanına Yönelik Algıları
Özet
|
Tam Metin
Araştırma, fen bilimleri öğretmen adaylarının bilim ve bilim insanı hakkındaki algılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma son sınıfta öğrenim gören 83 fen bilimleri öğretmen adayıyla yürütülmüştür. Veriler, Chambers (1983) tarafından geliştirilen Bilim İnsanı Çiz Testi ve bilim-bilim insanı hakkında araştırmacılar tarafından hazırlanmış dört açık uçlu sorudan oluşan soru formu kullanılarak toplanmıştır. Katılımcıların çizimleri, Bilim İnsanı Çizim Kontrol Listesi ve araştırmacılar tarafından oluşturulan Çizim Analiz Kategorileri Listesi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının bilim insanı imajlarının geleneksel bir yapı sergilediği belirlenmiştir. Bilim insanı genel olarak gözlüklü, önlüklü, saçları dağınık, yaşlı, yalnız, erkek ve laboratuvarda çalışan bir insan olarak algılanmaktadır. Çizimlerde kadın ve erkek öğretmen adayları arasındaki en büyük farklılıklardan biri erkeklerin ağırlıklı olarak erkek bilim insanı çizimi gerçekleştirmiş olmalarıdır. Ayrıca öğretmen adayları bilimi daha çok gelişim ve büyüklük nitelendirmeleri ile tanımlamışlardır.
Anahtar Kelimeler: Bilim; Bilim insanı; Çizim; Öğretmen adayı.
Dr. Öğr. Üyesi Elif ÇİMŞİR, Doç. Dr. Ramazan AKDOĞAN
İlköğretimde Cinsiyete Dayalı Mesleki Kalıp Yargılarla Mücadele: Bir Rehberlik Etkinliği Örneği
Özet
|
Tam Metin
Bireylerin meslek seçimlerini cinsiyetlerine uygun olup olmadığını temel alarak yapmalarına neden olan cinsiyete dayalı mesleki kalıp yargılar, ilkokul yıllarından itibaren oluşmaya başlamakta; toplumda ve iş dünyasında cinsiyet eşitsizliğine zemin oluşturmaktadır. Bu nedenle cinsiyete dayalı mesleki kalıp yargıların yaşamın erken dönemlerinden itibaren hedef alınması büyük önem taşımaktadır. Bu araştırmada öncelikle 60 kişiden oluşan bir grup ilkokul dördüncü sınıf öğrencisinin, lisans düzeyinde eğitim gerektiren 16 mesleğe ilişkin cinsiyete dayalı kalıp yargıları ortaya konulmaktadır. Ardından araştırmacılar tarafından hazırlanan ve cinsiyete dayalı mesleki kalıp yargıları yok etmeyi hedefleyen tek oturumluk bir sınıf rehberlik etkinliğinin söz konusu kalıp yargılar üzerindeki etkisi araştırılmaktadır. Bulgular öğrencilerin inşaat, bilgisayar ve makine mühendisliklerini, pilotluğu, hâkimliği, banka müdürlüğünü, bilim insanlığını ve mali müşavirliği erkek mesleği; hemşireliği ise kadın mesleği olarak algıladığını ve hazırlanan rehberlik etkinliğinin cinsiyete dayalı kalıp yargıları istatistikî olarak anlamlı düzeyde azalttığını ortaya koymuştur. Bulgular ışığında kariyer gelişiminin cinsiyet dayalı kalıp yargılardan etkilenen bir süreç olduğu ve öğrencilerin alan ve meslek seçimlerini daha etkili bir şekilde yapabilmeleri için başta eğitim sürecinin erken evreleri olmak üzere tüm kademelerde kariyer psikolojik danışmanlığı hizmetlerine yer verilmesinin gerektiği söylenebilir. Bu amaç doğrultusunda ilkokul öğrencilerine yönelik sistematik kariyer gelişimi müdahaleleriyle, özellikle fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarındaki mesleklerde çalışan kadın rol modellere ihtiyaç duyulduğu iddia edilir.
Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet eşitliği; Kadın rol modeller; Kariyer psikolojik danışmanlığı; Cinsiyete dayalı kalıp yargılar; İlköğretimde psikolojik danışma ve rehberlik.
Sema MAZILI, Dr. Öğr. Üyesi Mücahit GÜLTEKİN
Ergenlerde Akıllı Telefon Bağımlılığının Özdenetim Açısından İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı ergenlerde akıllı telefon bağımlılığını özdenetim açısından incelemektir. Araştırma betimsel bir araştırmadır ve tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi Kütahya ili Simav ilçesinden uygun örnekleme yöntemi ile seçilen 868 lise öğrencisinden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgiler Formu, Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği-Kısa Formu ve Özdenetim Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda ergenlerde akıllı telefon bağımlılığı düzeyi ile özdenetim düzeyi arasında orta düzeyde negatif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı düzeyi cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermezken; akıllı telefon kullanım süresine göre anlamlı farklılık göstermektedir. Ergenlerin özdenetim düzeyi ve özdenetimin her bir alt boyutu cinsiyete anlamlı farklılık göstermemektedir. Çalışmanın son bölümünde ergenlerde akıllı telefon bağımlılığı ile özdenetim düzeyleri arasındaki ilişki, akıllı telefon bağımlılığı ve özdenetim düzeylerinin bazı değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığı alanyazın çerçevesinde tartışılmış, yorumlanmış ve alana katkı sağlayabilecek öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Telefon;Akıllı telefon; Bağımlılık; Akıllı telefon bağımlılığı; Özdenetim.
Döndü OKER, Prof. Dr. Bayram TAY
Hayat Bilgisi Dersi Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Öğrencilerin Hayat Bilgisi Dersine Yönelik Tutumları
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışma, ilkokul öğrencilerinin hayat bilgisi dersi tutum düzeylerini tespit etmeye yönelik bir ölçek geliştirmek ve geliştirilen bu ölçekle öğrencilerin hayat bilgisi dersine yönelik tutum düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Betimleyici araştırma yöntemi kullanılan çalışmada veriler dört çalışma grubundan elde edilmiştir. Çalışma grupları 355 (AFA), 264 (DFA), 61 (test-tekrar test) ve 290 (tutum belirleme) öğrenciden oluşmuştur. Verilerin analizlerinde SPSS 22.00 ve Lisrel paket programlarından yararlanılmıştır. Elde edilen verilere göre; açımlayıcı faktör analizi (AFA) sonunda; geliştirilen ölçeğin toplam varyansın %46.30’unu açıkladığı, her bir faktörün en az %2 özdeğere sahip olduğu, yine her bir faktörün toplam varyansın en az %14’ünü açıkladığı, her bir faktörün en az beş madde ile temsil edildiği, toplam 16 sorudan ve üç faktörlü bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Üç faktör birbiri ile korelasyonel bir ilişkiye sahip ve ölçeğinin geneline ait Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı .81’dir. Tutum ölçeğinin test tekrar test sonuçları ölçeğin güvenilir olduğunu göstermektedir. Doğrulayıcı faktör analizine (DFA) göre ölçeğin geneline ait Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı .88 olarak hesaplanmış ve DFA ile elde edilen verilerinden 5 tanesi kabul edilebilir ve 6 tanesi mükemmel düzeydedir. İlkokul 2. ve 3. sınıf öğrencilerinin hayat bilgisi dersine yönelik tutum düzeylerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hayat bilgisi dersi; Ölçek geliştirme; Tutum ölçeği; Tutum.
Prof. Dr. Murat TUNCER, Dr. Melih DİKMEN
Mobil Öğrenmeye Yönelik Tutumun Öğrenme Tutumuna Etkisi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı mobil öğrenmeye yönelik tutumun öğrenmeye ilişkin tutum üzerindeki etkisini belirlemektir. Ayrıca araştırmada öğrencilerin cinsiyetine, öğrenim gördükleri bilim alanına, günlük internet kullanım sürelerine, öğretmenlik deneyimine, sınıf ve yaş düzeylerine göre mobil öğrenmeye ve öğrenmeye tutumları incelenmiştir. Araştırma Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören 160 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Veri toplamak amacıyla Mobil Öğrenmeye Yönelik Tutum Ölçeği ile Öğrenmeye İlişkin Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları incelendiğinde bireylerin öğrenim gördükleri bilim alanı (Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ve Sağlık Bilimleri) ile öğrenmeye yönelik tutumları arasında anlamlı düzeyde farklılık tespit edilirken, mobil öğrenmeye yönelik tutumlarında anlamlı farklılık belirlenememiştir. Fen Bilimleri alanında öğrenim gören bireylerin Sosyal Bilimler ve Sağlık Bilimleri alanında öğrenim görenlere göre, öğrenmeye yönelik tutumlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Cinsiyet değişkenine göre öğrenmeye yönelik tutum arasında anlamlı düzeyde görüş farklılığı belirlenirken, mobil öğrenmeye yönelik tutum açısından anlamlı farklılık tespit edilememiştir. Bu bulguya göre kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre öğrenmeye yönelik tutumlarının yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen bir diğer bulgu öğrencilerin günlük internet kullanım sürelerine göre mobil öğrenmeye yönelik tutumlarının anlamlı düzeyde farklılaşmadığıdır. Ayrıca, öğrencilerin mobil öğrenmeye yönelik tutumları ile öğrenmeye yönelik tutumları arasında zayıf düzeyde anlamlı korelasyon tespit edilmiştir. Öğrencilerin mobil öğrenmeye yönelik tutumlarını oluşturan yapıların, öğrenmeye yönelik tutuma ilişkin varyansın %22’sini yordadığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mobil öğrenme; Öğrenmeye yönelik tutum; Regresyon analizi; İlişkisel araştırma; Tutum.