Dr. Öğr. Üyesi Ahmet AVCI
Örgüt Kültürü: Kavramsal Çerçevesi ve Eğitim Yönetimi Açısından Değerlendirilmesi
Özet
|
Tam Metin
Örgüt kültürünün kurumlar için çok önemli bir yeri ve kurumların başarılı olabilmelerinde kritik bir rolü bulunmaktadır. Kurumların sahip oldukları örgüt kültürü; çalışma ortamını şekillendirmekte, çalışanların iş yapma biçimlerini ve kapasitelerini direkt olarak etkilemektedir. Kurumdaki insan kaynağının psikolojisi, motivasyonu, işini sahiplenme durumu ve verimlilik kapasitesi kurumdaki örgüt kültürüne göre yapılanmaktadır. Bu durum eğitim örgütleri için de aynıdır. Genel anlamda örgüt kültürü, örgüt içindeki bireyler ve gruplar tarafından kabul edilen, paylaşılan ve uyulan normlar, kurallar, algılamalar ve değerler bütünü olarak ifade edilmektedir. Bir kurumun örgüt kültürü, kurumun ilkeler, inançlar ve değerler sistemidir. En genel anlamda eğitim yönetimi; eğitimsel hedef ve amaçlara, başarı ve verimlilikle ulaşmak adına eğitim ve yönetim bilimlerinin birlikte çalışma süreci olarak değerlendirilebilir. Etkili bir eğitim yönetimi için gerekli ortamın oluşturulmasında, eğitim ve öğretim hedeflerinin yerine getirilebilmesinde, başarılı ve mutlu öğrencilerin yetiştirilebilmesinde örgüt kültürü kritik bir öneme sahiptir. Örgüt kültürü, okul müdürlerinin liderlik ve yönetim tarzları başta olmak üzere kurumdaki yönetim süreçlerini etkilemekte aynı zamanda bu yönetim süreçlerinden de etkilenmektedir. Bu araştırmada, okullardaki örgüt kültürünün kritik rolünden hareketle, örgüt kültürünün kavramsal çerçevesi ile örgüt kültürü ve eğitim yönetimi ilişkisi analiz edilecektir. Bu analizde, örgüt kültürünün eğitim yönetimine etkisi, bu etki neticesinde eğitim yönetiminin çıktıları incelenecek, bazı çıkarım ve önerilerde bulunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Örgüt kültürü; Eğitim yönetimi; Okul kültürü; Yönetim; Örgütsel davranış.
Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Çiğdem ÖZCAN
The Effect of Self-Explanation Prompts and Fading Steps in Worked-out Examples on Students’ Fraction Problems Performance
Özet
|
Tam Metin
Recent studies have shown that worked-out examples are considered as an alternative approach for students who don’t have prior knowledge of a task or initial acquisition in domains like mathematics. Worked-out examples involve the presentation of a problem and its solution. The primary purpose of this study was to investigate the relative effects of four different types of worked-out examples (worked-out examples, worked-out examples with self-explanation prompts, fading worked-out examples without self-explanation prompts and fading worked-out examples with self-explanation prompts) on novice students’ math performance on fraction problems. The study group consisted of 67 students that were selected among 215 sixth grade students from a public school. According to the results of this study, the use of self-explanation prompts in combination with backward fading worked-out examples fosters learning in both transfer and follow-up studies. Backward fading worked-out examples using self-explanation prompts can be easily implemented and is compatible with ordinary framework conditions in schools with very simple means such as worksheets or homework.
Keywords: Worked-out examples; Self-explanation prompts; Fading steps; Mathematics; Cognitive load.
Son yıllarda yapılan araştırmalar çözümlü örneklerin herhangi bir konuda veya matematik gibi alanlarda ön bilgileri yeterli olmayan öğrenciler için alternatif bir yaklaşım olduğunu göstermektedir. Çözümlü örnekler soruyu ve çözümünü içerir. Bu araştırmanın amacı dört farklı çözümlü örnek türünün (çözümlü örnekler, açıklayıcı ipuculu çözümlü örnekler, silikleştirilerek basamaklandırılmış çözümlü örnekler ve silikleştirilerek basamaklandırılmış ve açıklayıcı ipuculu çözümlü örnekler) başarısı düşük olan öğrencilerin kesir problemleri performansına etkisini incelemektir. Çalışma grubu bir devlet okulunda okuyan 215 altıncı sınıf öğrencisi arasından seçilmiş 67 öğrenciden oluşmaktadır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre silikleştirilerek basamaklandırılmış ve açıklayıcı ipuculu çözümlü örneklerin hem transfer hem de izleme testinde diğer çözümlü örnek türlerine göre başarıyı daha fazla geliştirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Silikleştirilerek basamaklandırılmış ve açıklayıcı ipuculu çözümlü örnekler sıradan okul ortamlarında ödevler veya sınıf çalışmaları yoluyla kolaylıkla uygulanabilir.
Anahtar Kelimeler: Çözümlü örnekler; Açıklayıcı ipuçları; Silikleştirilerek basamaklandırma; Matematik; Bilişsel yük.
Doç. Dr. Aynur KOLBURAN GEÇER, Dr. Arzu DEVECİ TOPAL, İlkay SOLMAZ
Öğretmenlerin Eğitim Bilişim Ağını Kullanmaya Yönelik Yeterliklerinin İncelenmesi: Kocaeli İli Örneği
Özet
|
Tam Metin
Materyallerle öğretimin etkili olabilmesi için, öğretmenlerin uygun materyalleri seçebilme ve bunları derslerinde etkili bir şekilde kullanabilme becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. Bu konuda öğretmenlerin yeterliklerini bilmek ve eksikler varsa gerekli desteğin verilmesi önemlidir. Bu çalışmada Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ile ilgili öğretmen yeterlikleri belirlenmiş ve yeterlikler bazı demografik değişkenlerle incelenmiştir. Bu amaca uygun olarak araştırma, ilişkisel tarama modeline göre yürütülmüştür. Araştırmanın katılımcılarını 2015-2016 öğretim yılında Kocaeli’nde farklı branşlarda ve öğretim kademelerinde çalışan 652 öğretmen oluşturmaktadır. Yapılan araştırma sonucunda EBA ile ilgili yeterlikleri öğretmenler kısmen yapabildiklerini belirtmişlerdir. Yeterliklerin cinsiyete göre farklılık göstermediği fakat yaş, branş, çalıştıkları okul türü, EBA’yı kullanma sıklıkları ve internet kullanma becerileri açısından anlamlı farklılıklar bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: EBA; Öğretmen yeterlikleri; Öğretim düzeyi; Ölçek geliştirme; Sosyal öğrenme platformu.
Dr. Öğr. Üyesi Göklem TEKDEMİR-YURTDAŞ
İnsanlararası İlişkilerde Anlam İnşası: Türkçede Onarım Türleri
Özet
|
Tam Metin
Schegloff, Jefferson ve Sacks (1977) karşılıklı konuşma sırasında ortaya çıkan etkileşimsel sorunlar ve bu sorunlara ilişkin yapılan sözel eylemlere onarım (repair) pratikleri adını vermiştir. Karşılıklı konuşmalarda gözlenen onarım süreci, karşılıklı konuşma sırasında ifade etmede, duymada ve anlamada yaşanan sorunları çözmek üzere gerçekleştirilen sözel eylemlerdir. Onarım süreçleri, konuşma analizi adı verilen yaklaşım çerçevesinde kuramsallaştırılmıştır. Bu çalışmanın amacı, günlük hayattan seçilmiş dört ortamda (aile, arkadaş, iş ve sokak) tespit edilen onarım türlerinin, konuşmanın gerçekleştiği ortama göre farklılaşıp farklılaşmadığını konuşma analizi yaklaşımı ile incelemektir. Çalışmanın verilerini bu dört ortamda kaydedilmiş olan 8 saatlik (her bir ortamda 2 saat olmak üzere) konuşma kayıtları oluşturmuştur. Analiz sonuçları, kullanılan onarım pratiklerinin ortamlar arasında belirgin bir farklılık göstermediğini ortaya koymuştur. Bütün ortamlarda, verilerin hiçbirinde gözlenmeyen ötekinin başlattığı ötekinin tamamladığı onarım türü dışında, hem kendini onarım hem de ötekinin onarımı tespit edilmiştir; ancak kendini onarım kullanımının bütün ortamlarda daha fazla tercih edildiği gözlenmiştir. Kendini onarımın, ötekinin onarımına kıyasla daha fazla tercih edilmiş olması, başka diller bağlamında onarım üzerine yapılan çalışmaların sonuçları ile benzerlik taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Onarım; Kendi onarımı; Ötekinin onarımı; Türkçe; Günlük konuşmalar; Konuşma analizi.
Prof. Dr. Yusuf CERİT, Dr. Hatice KADIOĞLU-ATEŞ, Serkan KADIOĞLU
Etkili Okul Müdürlerinin Liderlik Nitelikleri ile Öğretmenlerin Değişime Açık Olma Düzeyleri Arasındaki İlişki
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı etkili liderlik nitelikleri ile sınıf öğretmenlerinin değişime açık olma düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu çalışmanın verileri 2016-2017 öğretim yılında Bolu il merkez ilçe sınırları içerisinde yer alan ilkokullarda görev yapan 275 sınıf öğretmeninden elde edilmiştir. Araştırmanın verileri Sharma (2010) tarafından geliştirilen Etkili Liderlik Nitelikleri Ölçeği,Smith ve Hoy (2007) tarafından geliştirilen ve Demirtaş (2012) tarafından Türkçeye uyarlanan Okulun Değişime Açıklık Ölçeği’nin “öğretmenlerin değişime açıklığı” boyutu kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde aritmetik ortalama ve standart sapma, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırmada etkili liderlik nitelikleri ile öğretmenlerin değişime açık olma düzeyleri arasında olumlu ve anlamlı ilişki olduğu ve etkili liderlik niteliklerinin öğretmenlerin değişime açık olmalarının anlamlı bir açıklayıcısı olduğu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Liderlik; Etkili liderlik nitelikleri; Değişime açıklık; Öğretmenlerin değişime açıklığı; Müdür.
Dr. Öğr. Üyesi Gamze İNAN-KAYA, Arş. Gör. Dr. Duygu MUTLU-BAYRAKTAR, Dr. Öğr. Üyesi Özgür YILMAZ
Digital Parenting: Perceptions on Digital Risks
Özet
|
Tam Metin
Dijital teknolojideki ilerlemeler günlük hayatı doğrudan etkilemekte ve özellikle bu teknolojilerin çocuklar ve gençler tarafından kullanımı, ebeveynlerin temel sorumluluğu olan çocuk yetiştirme işini karmaşıklaştırmaktadır. Dijital medya kullanıcılarına, öğrenme fırsatlarını sunarken bir yandan da dijital riskleri beraberinde getirmektedir. Ebeveynler ise çocuklarını öğrenme fırsatlarından yararlandırma ve onları dijital risklerden koruma arasında kalmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, ebeveynlerin dijital risklere ve bu risklere yönelik tedbir almak konusunda kendilerini ne kadar yeterli gördüklerine dair algılarının ve dijital medyanın çocukları tarafından kullanımına aracılık ederken hangi boyutlarda daha fazla bilgi sahibi olmak istediklerinin incelenmesidir. Bu amaçla, 38 anne ve 41 babadan oluşan, çocuklarının yaşları 10 ila 18 arasında değişen 79 ebeveyne, kapalı ve açık uçlu sorulardan oluşan bir anket uygulanmıştır. Bu sorulardan elde edilen bulgular ise nicel ve nitel olarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonuçları, ebeveynlerin riskler hakkında bilgili olduklarını, önlemler konusunda da kendilerini bilgi sahibi olarak değerlendirdiklerini gösterirken, yapılan içerik analizi ebeveynlerin dijital ebeveynlik stratejilerini ve dijital medyanın riskleri ve olanaklarına dair hangi noktalarda daha fazla bilgi sahibi olmak istediklerini ortaya koymuştur.
Anahtar Kelimeler: Dijital ebeveynlik; Dijital riskler; Ebeveyn aracılığı; Ebeveynlik stratejileri; Ebeveyn eğitimi.
Dr. Öğr. Üyesi Kenan BULUT, Dr. Öğr. Üyesi Hatice COŞKUN
Kırsal Kesime Atanan Türkçe ve Sınıf Öğretmenlerinin Mesleğe Uyum Süreci
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı, kırsal kesimde çalışan Türkçe ve sınıf öğretmenlerinin mesleğe başladıkları ilk yıllarda karşılaştıkları sorunları tespit etmek ve bunların giderilmesine yönelik çözüm önerilerini ortaya koymaktır. Çalışma Van ilinin kırsal kesiminde çalışan Türkçe ve sınıf öğretmenleriyle yürütülmüştür. Çalışma için özellikle Türkçe ve sınıf öğretmenlerinin seçilmesinin sebebi, kırsal kesimdeki öğretmenlerin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları ilk ve belki de en önemli problemin dil ve iletişim ile ilgili olmasıdır. Bu durum, Türkçe ve sınıf öğretmenlerinin kırsal kesimde görev yapan öğretmenler arasında söz konusu problemlerle karşılaşan ilk kesim öğretmenler oldukları anlamına gelmektedir. Çalışmada öğretmenlerin ne tür sorunlarla karşılaştıkları, sorunları nasıl çözdükleri ve daha farklı ne tür çözüm önerileri sundukları tespit edilmeye çalışılmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kırsal Kesime Atanan Türkçe ve Sınıf Öğretmenlerinin Mesleğe Uyum Süreci ile İlgili Görüş Alma Formu” kullanılmıştır. Veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Çalışmanın bulguları alanyazında yer alan benzer çalışmalarla karşılaştırılarak tartışılmıştır. Bütün bu merhalelerden sonra ilgili kurum ve kuruluşlara, kişilere, idarecilere ve en önemlisi mesleğe yeni başlayan kırsal kesim öğretmenlerine yönelik önerilere yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türkçe ve sınıf öğretmenleri; Kırsal kesim; Mesleğe uyum süreci.
Doç. Dr. Tahsin İLHAN, Dr. Öğr. Üyesi Yusuf SARIKAYA
Okul Psikolojik Danışmanlarının Danışma Sürecinde Sessizliğin Kullanımına İlişkin Görüşleri ve Deneyimleri
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı psikolojik danışmanların psikolojik danışma sürecinde sessizliğin kullanımına ilişkin görüş ve deneyimlerini ortaya koymaktır. Araştırma 14 psikolojik danışmanla gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Görüşmelerin analizi sonucunda danışmanların sessizliğin danışma sürecine olumlu katkılar sağladığını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Psikolojik danışmanlara göre sessizlik danışanın içgörü kazanmasına yardım etmekte, danışmana da süreçle ilgili düşünme fırsatı vermektedir. Danışmanların yarısı sessizliğin kullanımını bir teknik olarak görmekten ziyade, süreç içerisinde doğal olarak ortaya çıkan bir durum olarak görmektedirler. Psikolojik danışmanların çoğunluğu sessizliğin danışma sürecinin ilk merhalelerinde nadiren meydana geldiğini, danışan-psikolojik danışman iletişimi kuvvetlendikçe daha fazla ortaya çıktığını ifade etmektedirler. Psikolojik danışmanlar sessizlik anlarında daha çok danışma süreci ile ilgili şeyleri düşünürken çoğunluğu bu anlarda yaşadıkları duyguların farkında değildirler. Psikolojik danışmanlar üniversite eğitimleri sırasında sessizliğin kullanımına ilişkin bir eğitim almadıklarını ifade etmekte ve tecrübe kazandıkça sessizliğin yönetilmesi konusunda daha fazla ustalaştıklarını ifade etmektedirler. Görüşmelerin sonuçları ilgili alanyazın kapsamında tartışılmıştır. Ayrıca psikolojik danışmanların eğitimi ve bu konuda yapılacak diğer araştırmalar konusunda öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Sessizlik; Psikolojik danışman; Psikolojik danışmanlık becerileri; Mikro beceriler.
Arş. Gör. Cantürk AKBEN, Prof. Dr. Hamit COŞKUN
Aromatik Kokuların Bilişsel ve Duygusal Etkileri Üzerine Bir İnceleme
Özet
|
Tam Metin
İnsan yaşamında koku duyusu diğer duyulara göre daha az kullanılan bir duyudur. Psikoloji alanında da görsel, işitsel ve dokunmayla ilgili pek çok uyarıcı farklı amaçlarla kullanılırken, kokusal uyaranlar daha az çalışılmaktadır. Bu makalenin amacı psikoloji alanında koku değişkeninin davranışa olan etkisini araştıran çalışmaları incelemektir. Yapılan araştırmalar aromatik kokuların bellekte geri çağırmayı kolaylaştırdığını, duygudurumu olumlu etkilediğini, dikkati artırdığını ve yatıştırıcı etkilerinin olduğuna işaret etmektedir. Beyinde kokunun amigdala ve prefrontal korteksle ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu makalede gelecek araştırmalara ışık tutulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Koku; Kokusal uyaranlar; Koku psikolojisi.
Dr. Öğr. Üyesi Şükran CALP, Arş. Gör. Esra Rabiye KARAMAN, Feyza ÇAVUŞOĞLU
İlkokulda Akran İlişkileri: Farklı Başarı Düzeyindeki Dördüncü Sınıf Öğrencileri Arkadaş Özerklik Desteği Hissediyor mu?
Özet
|
Tam Metin
Akran ilişkileri, aynı yaş ya da yakın gelişim ve olgunluk düzeyinde olan; benzer geçmiş, değer, yaşantı, hayat tarzı ve sosyal bağlamı paylaşan kişiler arasındaki etkileşimlerin bütünüdür. Akran ilişkilerinde, akran desteği ve güç dengesi, akran yapısını şekillendiren önemli unsurlardandır. Bu çalışmanın temel amacı, akademik başarı açısından farklı düzeylerdeki ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin yakın arkadaşlarından özerklik desteği hissedip hissetmediğini karşılaştırmalı olarak belirlemektir. Bu amaç için öğrenciler akademik başarı düzeylerine göre yüksek ve düşük düzeyde başarılı olarak gruplandırılmıştır. Bir başka ifadeyle ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin arkadaşlarından özerklik desteği alıp almadığı ve desteklenme noktasındaki algılarının başarı düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma nitel araştırma metodolojisine göre desenlenmiş olup bir durum çalışması niteliğindedir. Veri toplama tekniği olarak “yüz yüze görüşme”ler yapılmış, öğrencilere çizdirilen resimler de “doküman incelemesi” tekniği kapsamında değerlendirilmiştir. Katılımcılar ölçüt örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. “İlkokul dördüncü sınıfta olmak” ve “yüksek ya da düşük düzeyde başarılı olmak” katılımcıların belirlenmesindeki ölçütlerdir. Bulgulara göre gerek düşük başarılı gerekse yüksek başarılı öğrencilerin tamamına yakını, arkadaşları tarafından verilecek özerklik desteğini arzu ettiklerini, böyle bir desteğin hoşlarına gideceğini vurgulamıştır. Başarısı yüksek öğrencilerin büyük çoğunluğu, okulda kendi kararlarını kendilerinin alması noktasında özgür hissetmekte; ancak bu konuda arkadaşlarından yeterince destek alamamaktadır. Özerklik hissetme durumu düşük başarılı öğrencilerde tam tersidir. Bu öğrencilerin yarıdan fazlası okulda özerkliği hissetmemekte ve kararlarında arkadaşlarının etkisi görülmektedir. Sonuç olarak, gerek başarılı öğrenciler gerekse akademik başarı açısından geride kalan öğrencilerin, arkadaşları tarafından özerkliğinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi duygusunu arzu edilen ölçüde yaşamadığı tespit edilmiştir. Bu durum ülkemizde “arkadaş özerklik destekleyiciliği”yle ilgili bir farkındalık olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Bu çalışma böyle bir farkındalığın kazandırılması açısından önemli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Özerklik; Özerlik desteği; Akran; Yakın arkadaş; Akademik başarı; İlkokul.
Arş. Gör. Nesime Kübra TERZİOĞLU, Dr. Öğr. Üyesi Müzeyyen ELDENİZ-ÇETİN
Özel Eğitimde Serbest Zaman Becerileri ile İlgili Yapılan Çalışmaların Genel Eğilimleri
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı özel eğitimde serbest zaman becerileri ile ilgili 2000-2017 yılları arasında yapılmış olan çalışmaların içerik ve yöntemsel eğilimlerini belirlemektir. Araştırma konusu ve amacı nedeniyle bu araştırmada doküman incelemesi metodu kullanılmıştır. Araştırma sürecinde ulaşılan dokümanlar internet aracılığı ile elektronik bir formatta elde edilmiştir. Mevcut araştırmada dokümanlara ulaşmak amacı ile Google Akademik arama motoru, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Ulusal Tez Merkezi internet sitesi ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kütüphanesi abone veri tabanları kullanılmıştır. Bu veri tabanlarına “boş zaman”, “serbest zaman”, “rekreasyon” gibi anahtar kelimeler kullanılarak dokümanlara ulaşabilmek için taramalar yapılmıştır. İnceleme sonucunda tam metnine ulaşılmayan, kullanım izni olmayan ve 2000 yılından önce yayınlanan çalışmalar mevcut araştırmaya dâhil edilmemiştir. Ayrıca hem tezi hem de tezden üretilen makalesi olan araştırmalardan yalnızca biri değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmalar betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Araştırma kapsamında toplanan veriler her bir araştırma sorusuna karşılık gelecek şekilde verilerin frekansları hesaplanmıştır. Elde edilen veriler tablolar ve grafikler ile sunularak yorumlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Serbest zaman; Serbest zaman aktiviteleri; Rekreasyon; Özel eğitim; Döküman incelemesi.
Nida KILINÇ, Doç. Dr. Şehnaz CEYLAN
5-6 Yaş Çocuklarının Sosyal Beceri ve Problem Davranışları ile Oyun Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmada, 5-6 yaş grubunda bulunan çocukların sosyal beceri düzeyleri, problem davranışları ve oyun davranışları öğretmen görüşlerine dayalı olarak incelenerek sosyal beceri ve problem davranışların, oyun davranışlarını ne düzeyde yordadığını belirlemek amaçlanmıştır. 5-6 yaş çocuklarının sosyal becerileri, problem davranışları ve oyun davranışlarının incelendiği mevcut çalışma ilişkisel araştırma biçiminde tasarlanmıştır. Bu araştırmanın çalışma grubunu, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Karabük ilinde bulunan 16 okul öncesi eğitim kurumunda öğrenim gören 5-6 yaş grubu toplam 250 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmanın katılımcıları uygun örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla “Anaokulu ve Anasınıfı Davranış Ölçeği/Pre-school ve Kindergarden Behavior Scale (PKBS-2)” ve “Okul Öncesi Oyun Davranış Ölçeği (ODÖ)” kullanılmıştır. Mevcut araştırmada verileri analiz etmek için t Testi, Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı ve Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi yapılmıştır. Araştırma sonuçları 5-6 yaş çocuklarının oyun ve problem davranışlarının cinsiyet ve yaş değişkenine göre anlamlı bir biçimde farklılaştığını; sosyal beceri düzeylerinin ise cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterirken yaş değişkenine göre anlamlı bir biçimde farklılaşmadığını göstermektedir. Bununla birlikte araştırma sonuçları, 5-6 yaş çocuklarının oyun davranışları, sosyal becerileri ve problem davranışları arasında anlamlı ilişkilerin olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: 5-6 yaş çocukları; Sosyal beceri; Problem davranış; Oyun davranışları.