Arş. Gör. Fatih BAYRAK, Dr. Öğr. Üyesi Sinan ALPER, Dr. Öğr. Üyesi Onurcan YILMAZ
Çözüm Önerisinin İtici Görülüp Görülmemesi Kürt Sorununu Kabul Etmeyi Etkiliyor mu?
Özet
|
Tam Metin
Sonuçları tüm insanları ve çevreyi etkilemesine rağmen bilimsel olarak gerçekliği tespit edilmiş küresel ısınma gibi sorunların varlığı insanların bir kısmı tarafından reddedilmektedir. Bu konudaki alanyazına göre bilimsel sorunların varlığını reddetme ideolojik değerlendirmelerin etkisiyle şekillenebilmektedir. Cambpell ve Kay (2014) tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırmaya göre ise bir sorunun çözümüne yönelik öne sürülen çözüm önerilerinin bireyler tarafından itici olarak görülmesi, o sorunun varlığını reddetmelerinin gerekçesi olabilir. Bu çalışmada küresel ısınma gibi bilimsel gerçeklerin reddedilmesi çerçevesinde yapılan çalışmalarda ortaya çıkan çözüm hoşnutsuzluğu (solution aversion) hipotezi, tanımı ve nasıl çözüleceği Türkiye’de hâlen tartışmalı bir konu olan Kürt sorunu bağlamında ele alınmıştır. Katılımcılara Kürt sorununa yönelik iki farklı çözüm önerisi sunulmuş, ardından Kürt sorununun varlığını kabul etme düzeyleri ölçülmüştür. Analiz sonuçlarına göre itici olarak görülen çözüm önerisine maruz kalmak Kürt sorununun varlığını reddetmeyi etkilememiştir. Ayrıca daha solcu bireylerin Kürt sorununun varlığını daha fazla kabul ettikleri ancak milliyetçilik ve dindarlık düzeylerinin sorunu kabul etme ile ilişkisinin olmadığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlar, Kürt sorununun dinamikleri ve ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılmış, gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalar ve politikalar için öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Çatışma; Çözüm; Çözüm hoşnutsuzluğu; Gruplar arası ilişkiler; Kürt sorunu.
Dr. Öğretim Üyesi Hatice ŞENGÜL-ERDEM
DIR/Floortime: Otizm Spektrum Bozukluğunda Bir Erken Müdahale Modeli
Özet
|
Tam Metin
Bu derleme çalışmasında Otizm Spektrum Bozukluğu olan özellikle erken çocukluk döneminde çocuklara müdahalede sunulan DIR/Floortime modelinin kuramsal temelleri, uygulama basamakları, temel yapısı, pratik bilgiler ve yapılmış araştırmalara yer verilmiştir. DIR/Floortime hem uzmanlar hem de aileler tarafından uygulanabilecek, ilişki temelli ve çocuğun bireysel farklılıkları üzerine yapılandırılmış müdahale modelidir. Floortime modelin müdahale yöntemidir ve temel olarak çocukla yarı yapılandırılmış oyunlar yolu ile çocuğun işlevsel, duygusal gelişim kapasitelerini geliştirmek ve tipik gelişim seviyesine yükseltmek amaçlanır. Oyunlar sırasında çocuğun önderliğini takip etmek, art arda iletişim döngülerini açıp kapatmak ve yaklaşık 20-25 dakikalık aralıksız oyun zamanları ile etkili Floortime zamanları oluşturulur. Türkiye’de DIR/Floortime’in Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklara etkisi üzerine bir çalışma yapılmamıştır. Türkiye dışında yapılan çalışmalar incelenmiş ve DIR/Floortime’in özellikle erken dönemde kullanılması durumunda oldukça etkili bir müdahale yöntemi olduğu gözlenmiştir. Bu modelin sistematik kullanılarak etkisini araştıran çalışmaların yapılması beklenmektedir. Bu derleme çalışmasının yapılacak çalışmaların özellikle kuramsal temellerine ışık tutması amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Otizm Spektrum Bozukluğu; DIR/Floortime; Erken müdahale; İşlevsel duygusal gelişim kapasitesi; İletişim döngüsü.
Doç. Dr. Selman ABLAK, Prof. Dr. Bülent AKSOY
Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programında Yer Alan Zaman ve Kronolojiyi Algılama Becerisine İlişkin Öğrenci Algılarının İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmada, Sosyal Bilgiler Öğretim Programı’nda yer alan “zaman ve kronolojiyi algılama” becerisinin ortaokul 8. sınıf öğrencileri tarafından nasıl algılandığı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, çalışmaya katılan öğrencilerin zaman ve kronolojiyi algılama becerisine yönelik geliştirdikleri metaforlar, metaforlarına yönelik belirttikleri gerekçeler, öğrenciler tarafından çizilen karikatür veya resimler ile ilgili beceriye yönelik katılımcılarla yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler incelenmiştir. Araştırma nitel araştırma deseninde yapılmış olup araştırmada metot üçgenlemesi şeklinde veri toplamaya uygun olarak belirtilen mecazlar yoluyla veri toplama, yarı yapılandırılmış görüşme ve doküman analizi gibi nitel araştırma teknikleri kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma gurubunu; 9 devlet ortaokulundan 590 (297 kadın-293 erkek) 8. sınıf öğrencisi oluşturmakta olup bu öğrenciler Türkiye İstatistik Kurumundan alınan 2016 yılı sosyoekonomik düzey (SED) verilerine göre, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Ankara ili merkez ilçelerden alt, orta ve üst sosyoekonomik düzeye sahip yerleşim alanlarından maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Çalışmada yer alan katılımcılardan elde edilen verilerin çözümlenmesinde ve yorumlanmasında içerik analizi kullanılmıştır. Zaman ve kronolojiyi algılama becerisiyle ilgili alt SED’den 33 katılımcıdan toplam 22, orta SED’den 41 katılımcıdan toplam 27, üst SED’den 42 katılımcıdan toplam 27 adet geçerli metafor elde edilmiştir. Alt, orta ve üst SED farkı gözetilmeksizin katılımcıların büyük bir çoğunluğunun zaman ve kronolojiyi algılama becerisini;“belli bir sırayı yansıtan, farklılıkları ortaya koyan, sürekliliği olan, fayda sağlayan ve zorlukları barındıran” şeklinde algıladıkları görülmektedir. Öğrencilerin özellikle kronoloji algısında görülen yetersizliği gidermek ve Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı’nın önemli bir kısmını teşkil eden tarih konularının öğrencilerde kalıcılığını sağlamak adına zaman ve kronoloji becerisini güçlendirecek etkinliklere ağırlık verilmesi önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler; Zaman ve kronoloji; Algı; Metafor; Beceri.
Prof. Dr. M. Engin DENİZ, Arş. Gör. Merve GÜNDÜZ
Öz-Anlayışın Yordayıcıları Olarak Psikolojik Katılık ve Bilişsel Esneklik
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin psikolojik katılık ve bilişsel esneklik değişkenlerinin öz-anlayış düzeylerini ne denli yordadığını ve bazı kişisel değişkenlere ve algılanan anne-baba tutumlarına göre öğrencilerin öz-anlayış düzeylerinin anlamlı farklılık gösterip göstermediğini incelemek amacıyla yapılan betimsel türde bir çalışmadır. Araştırma örneklemini İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi’ne bağlı farklı bölümlerde birinci ve dördüncü sınıfa devam eden 246 kadın, 77 erkek olmak üzere toplam 323 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak Türkçe uyarlamaları ve geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış olan Öz-Anlayış Ölçeği, Kabul ve Eylem Formu-II, Bilişsel Esneklik Envanteri ve araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde Pearson momentler çarpımı korelasyon analizi, regresyon analizi, t Testi, Kruskal-Wallis H ve Mann Whitney-U Testi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda öz-anlayış ile psikolojik katılık arasında yüksek düzeyde negatif yönlü bir ilişki, öz-anlayış ile bilişsel esneklik arasında orta düzeyde pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca psikolojik katılık ve bilişsel esneklik değişkenlerinin öz-anlayışı anlamlı derecede yordadığı saptanmıştır. Sınıf düzeyi ve algılanan anne-baba tutumuna göre öz-anlayış düzeyi anlamlı farklılık gösterirken, cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Dördüncü sınıfa devam eden öğrencilerin birinci sınıfa devam eden öğrencilere oranla öz-anlayış düzeyleri anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Demokratik anne-baba tutumuna sahip öğrencilerin öz-anlayış düzeyleri ile ilgisiz, koruyucu ve tutarsız anne-baba tutumuna sahip öğrencilerin öz-anlayış düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Bulgular alanyazında bağlı kalarak tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Öz-Anlayış; Psikolojik katılık; Bilişsel esneklik; Üniversite öğrencileri; Algılanan ebeveyn tutumları.
Doç. Dr. Eda DEMİRHAN, Arş. Gör. Dr. Şule ELMALI, Prof. Dr. Şenol BEŞOLUK
Doğa Eğitimi Programının Üstün Yetenekli Öğrenciler ve Öğretmen Adaylarının Çevreye Yönelik Tutumlarına ve Bilimin Doğasına İlişkin Anlayışlarına Etkisi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmada disiplinlerarası bir doğa eğitimi programının üstün yetenekli öğrencilerin ve öğretmen adaylarının çevreye yönelik tutumlarına ve bilimin doğasına ilişkin anlayışlarına etkisini belirlemek öncelikli olarak amaçlanmıştır. İkincil olarak ise bu programın öğretmen adaylarının üstün yetenekli öğrencilerin davranışsal özelliklerine ilişkin bilgi düzeylerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma, nicel araştırma yöntemlerinden ön test-son test kontrol grupsuz yarı deneysel desende düzenlenmiştir ve 16 ilköğretim öğrencisi ile 16 öğretmen adayı katılımcı olarak yer almıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak “İlköğretim Öğrencileri İçin Çevre Tutum Ölçeği”, “Çevresel Tutum Ölçeği”, “Bilimin Doğası Tutum Ölçeği” ve “Üstün Yetenekli Öğrencilerin Davranışsal Özellikleri Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizi dağılmalarına göre İlişkili t Testi ya da Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre doğa eğitimi programının üstün yetenekli öğrencilerin çevreye yönelik tutumlarını arttırmada etkili olduğu bulunurken bilimin doğasına ilişkin anlayışlarında istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Öğretmen adayları açısından ise doğa eğitimi programının çevresel tutumları ve bilimin doğasına ilişkin anlayışlarında istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı bulunmakla birlikte üstün yetenekli öğrencilerin davranışsal özelliklerine ilişkin bilgi düzeylerinin artışında olumlu bir etkisi olduğu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Üstün yetenekli; Doğa eğitimi; Çevresel tutum; Bilimin doğası; Öğretmen adayı.
Dr. Öğr. Üyesi Halime Miray SÜMER-DODUR, Arş. Gör. Dr. Özlem ALTINDAĞ-KUMAŞ
“Disleksi Bilgi ve İnanç Ölçeği”nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmada “Disleksi Bilgi ve İnanç Ölçeği”nin (Scale of Knowledge and Beliefs about Developmental Dyslexia) Türkçe uyarlamasının, geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarının yapılması amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları yaşları 28 ile 59 arasında, 260 sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmada katılımcıların “Disleksi Bilgi ve İnanç Ölçeği”ni doldurmaları istenmiştir. Ölçeğin geçerliliğini belirlemek için kapsam, yapı, ayırt edici ve yordama geçerliği analizleri yapılmış; güvenilirliğini belirlemek içinse iç tutarlılık Cronbach Alfa katsayısı hesaplanmıştır. Analizlerin sonucunda DFA sonuçlarına göre ölçeğin üç faktörlü bir yapısının olduğu, model uyum indekslerinin iyi düzeyde olduğu (χ2/sd=2.80, RMSEA=.080, SRMR=.052, NFI=.90, NNFI=.93, CFI=.93, IFI=.93, GFI=.93, AGFI=.90) bulunmuştur. Güvenirlik analizleri sonucunda ölçeğin geneli ve alt ölçekler için hesaplanan iç tutarlık katsayılarının .78 ile .87 arasında değiştiği bulunmuştur. Ölçek maddelerinin ayırt edicilik düzeylerinin .30 üzerinde yani yeterli olduğu görülmüştür. Analizler sonucunda araştırmacılar tarafından kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araç olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Disleksi Bilgi ve İnanç Ölçeği; Geçerlik; Güvenirlik.
Dr. Öğr. Üyesi Nuri AKGÜN, Arş. Gör. Ömer YILMAZ
İlkokul ve Ortaokul Öğretmenlerinin Duygusal Emek Davranışını Gerçekleştirme Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı öğretmenlerin duygusal emek düzeyleri arasında farklılık olup olmadığını belirlemektir. Bu araştırmada tarama modelinden yararlanılmıştır. Araştırmaya Bartın şehir merkezindeki ilk ve ortaokullarda çalışan 237 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veriler duygusal emek ölçeği aracılıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde t Testi ve ANOVA Testi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin duygusal emek düzeylerinin orta, rol yapma boyutunun düşük, derinden rol yapma boyutunun yüksek ve doğal duygular boyutunun çok yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin duygusal emek davranışını gerçekleştirme düzeyleri arasında cinsiyet, meslekî kıdem, yaş, okul türü, eğitim durumu değişkenlerine göre farklılık olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Duygusal emek; Yüzeysel rol yapma; Derinden rol yapma; Doğal duygular; İlkokul öğretmenleri; Ortaokul öğretmenleri.
Dr. Fatih ŞEKER, Prof. Dr. Hakan SERT
Fen Eğitimi Kapsamında Sekizinci Sınıf Öğrencilerinin Ortaöğretime Geçiş Sınav Sistemi Değişiklikleri Hakkındaki Görüşleri
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı, ortaöğretim sınav sistemine geçiş değişikliğin sekizinci sınıf öğrencilerinin fen bilgisi dersi için kaygı, motivasyon ve başarı düzeylerini nasıl etkilediğini, öğrencilerin fen bilimleri ders başarısının ölçülmesinde hangi soru türünü tercih ettiği ve ortaöğretime geçiş sisteminin öğrencilere göre nasıl olması gerektiğini belirlemektir. Araştırmanın amacına uygun olarak kullanılan yöntem betimsel tarama modelidir. Araştırma, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde bulunan alt, orta ve üst sosyoekonomik çevrede yer alan beş resmî ilköğretim okulunda öğrenim gören 607 sekizinci sınıf öğrencisi ile yürütülmüştür. Veriler açık uçlu soruların yer aldığı görüş belirleme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analiz tekniği ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda ortaöğretime geçiş sınav sistemindeki değişikliğin öğrencilerin %62.8’i fen bilimlerine yönelik kaygısını arttırdığını, %57.7’si fen bilimlerine yönelik motivasyonunu ve %48.6’sı başarısını düşürdüğünü belirtmiştir. Buna karşın ortaöğretime geçiş sınav sistemindeki değişikliğin öğrencilerim kaygı, motivasyon ve başarı düzeylerini olumlu yönde etkilediğini ifade eden öğrencilerin oranı %10’u geçmemektedir. Fen dersi başarılarının ölçülmesinde, ilköğretimdeki sekizinci sınıf öğrencilerinin %90.6’sı çoktan seçmeli, %6.3 açık uçlu ve %3.1 çoktan seçmeli ve açık uçlu soru kullanmayı tercih edeceklerini belirtmiştir. Yeni sınav sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda öğrencilerden elde edilen sonuçlara göre, en yüksek oranın TEOG sistemine sahip olmak, çoktan seçmeli sorulara sahip olmak, düzeltme faktörüne sahip olmamak, not ortalamasına sahip olmak ve merkezî sınav olmak olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Fen eğitimi; Ortaöğretime geçiş sınav sistemi; Kaygı; Motivasyon; Başarı.
Dr. Sedef SÜER, Doç. Dr. İsmail KİNAY
Investigation of the Relationship between Prospective Teachers’ Participative Assessment Beliefs and Individual Innovativeness State
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmada öğretmen adaylarının katılımcı değerlendirmeye yönelik inançları ile bireysel yenilikçilik düzeyleri arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmış olup çalışma grubunu 2018-2019 eğitim öğretim yılında bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesine kayıtlı 313 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırma verileri “Katılımcı Değerlendirmeye Yönelik İnanç Ölçeği” ve “Bireysel Yenilikçilik Ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiş ve verilerin analizinde yüzde, frekans, korelasyon ve basit regresyon analiz yöntemleri kullanılmıştır. Yapılan analizler neticesinde öğretmen adaylarının katılımcı değerlendirmeye yönelik inançlarının yüksek düzeyde, yenilikçilik düzeylerinin ise sorgulayıcı kategorisinde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca öğretmen adaylarının katılımcı değerlendirmeye yönelik inançları ile yenilikçilik düzeyleri arasında pozitif yönlü orta düzeyde ilişki olduğu, öğretmen adaylarının katılımcı değerlendirmeye yönelik inançlarının yenilikçilik düzeylerinin anlamlı yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Keywords: İnançlar; Bireysel yenilikçilik; Katılımcı değerlendirme; Öğretmen adayları; 21. yüzyıl becerileri.
Doç. Dr. İlker DERE, Şerife Nur AKDENİZ
Kanada (Ontario) ve Türkiye Sosyal Bilgiler Öğretim Programlarının Vatandaşlık Eğitimi Açısından Karşılaştırılması
Özet
|
Tam Metin
Karşılaştırmalı eğitim çalışmaları, çeşitli ülkeler arasında pedagojik bilgi alışverişini sağlamaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde aynı isimle okutulan sosyal bilgiler dersiyle ilgili gelişmeler, Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Bu araştırma, sosyal bilgiler dersi okutulan ülkelerden biri olan Kanada’nın (Ontario) eyaleti ile Türkiye sosyal bilgiler öğretim programlarını vatandaşlık eğitimi açısından karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Doküman incelemesi yöntemiyle yapılan araştırmanın veri kaynakları, 2018 Ontario ve Türkiye sosyal bilgiler öğretim programlarıdır. Bu iki örneklem belirlenmeden önce Kanada’daki tüm eyaletlerin sosyal bilgiler öğretim programları incelenmiştir. İnceleme sonunda Ontario eyaleti ve Türkiye’de uygulanan sosyal bilgiler öğretim programlarının karşılaştırılmasına karar verilmiştir. Programlardan elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları, Türkiye sosyal bilgiler öğretim programında vatandaşlık eğitimi konularının “Etkin Vatandaşlık” öğrenme alanında toplandığı, Kanada (Ontario) öğretim programının ise tüm dersleri kapsayacak özel bir vatandaşlık çerçevesine sahip olduğunu göstermektedir. Bunun yanında Ontario programında yerel, ulusal ve küresel düzeyde vatandaşlık vurgusu yapılırken, Türkiye programında vatandaşın nitelikleri ve sorumlulukları daha çok Türk vatandaşlığı kavramı içerisinde yer almıştır. Ancak her iki programın da toplumda ve hızla değişen dünyada bilgi sahibi, bilgiyi üreten, eleştirel düşünebilen, problem çözebilme ve etkili iletişim kurabilme becerisine sahip aktif ve sorumlu vatandaşlar yetiştirmeyi amaçladığı sonucuna varmak mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler öğretim programı; Kanada; Türkiye; Karşılaştırmalı eğitim; Vatandaşlık eğitimi.
Dr. Öğr. Üyesi M. Aykuthan ULUSOY, Dr. Öğr. Üyesi Osman SEZGİN
Yalan Söyleme Eğilimleri Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin yalan söyleme eğilimlerini ölçmek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2017-2018 eğitim öğretim yılında Gaziantep Şahinbey ilçesinde bulunan bir ortaokulun 6, 7 ve 8. sınıfta öğrenimine devam eden 391 öğrenci oluşturmaktadır. Ölçek geliştirme çalışmasında kapsam geçerliği için Lawshe’nin kapsam geçerlik oranı (KGO) ve kapsam geçerlik indeksi (KGİ), yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Ölçüt geçerliği çalışması yapılmış, ölçek maddeleri madde toplam ve madde kalan korelasyonları analiz edilmiş, Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda varyansın %43’ünü açıklayan 23 maddeden ve 2 faktörden (sosyal nedenlere bağlı yalanlar, duygusal nedenlere bağlı yalanlar) oluşan ölçeğin; doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarında 23 maddenin iki boyutlu yapısının uyum gösterdiği görülmüştür (x2/sd=2.44, RMSEA=.056, SRMR=.045, TLI=.90, CFI=.91). Ölçüt geçerliği değeri r=.31’dir (p<01). Cronbach Alfa güvenirlik katsayıları sosyal nedenlere bağlı yalanlar faktörü için .89 ve duygusal nedenlere bağlı yalanlar faktörü için .84 olup bütün ölçek için hesaplanan rakam .91’dir. Ölçeğin iki hafta arayla 68 öğrenciye uygulanması sonucu elde edilen test-tekrar test güvenirlik katsayısı sosyal nedenlere bağlı yalanlar alt boyutu için r=.77 (p<.000), duygusal nedenlere bağlı yalanlar alt boyutu için r=.56 (p<.000), toplam ölçek puanı için r=.79 (p<.000) olarak bulunmuştur. Analizler sonucunda yalan söyleme eğilimleri ölçeğinin (YSEÖ) bu araştırmanın sınırlılıkları kapsamında kabul edilebilir düzeyde geçerlik ve güvenirlik değerlerine sahip olduğu görülmüştür. İleride yapılacak çalışmalarda daha büyük örneklemler üzerinde ölçeğin psikometrik özelliklerinin incelenmesi planlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yalan söyleme eğilimi; Geçerlik; Güvenirlik; Ölçek.
Doç. Dr. Özge GENÇEL-ATAMAN, İbrahim GÜLER
Özengen Çalgı Eğitimi Alan Bireylerin Çalgı Çalmayı Öğrenmeye Yönelik Görüşleri (Çanakkale ve Balıkesir Örneği)
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmada resmî ve özel yaygın eğitim kurumlarında özengen çalgı eğitimi alan bireylerin çalgı çalmayı öğrenmeye yönelik görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması olarak desenlenen bu araştırmanın çalışma grubu, Çanakkale ve Balıkesir illerindeki resmî ve özel yaygın eğitim kurumlarında özengen çalgı eğitimi alan 26 katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden yararlanılmış ve elde edilen verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın veri analizi merhalesinde verilerin kodlanması, temaların oluşturulması, temaların düzenlenmesi ve bulguların yorumlanması şeklindeki dört basamaklı merhale izlenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler doğrultusunda, çalgı çalmayı öğrenmenin bireylerin kişisel yaşantı, sosyal çevre ve müziği meslek edinme düşüncesi üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmış ayrıca güdülenme, tutum, öz yeterlik inancı ve üstbilişsel farkındalığın çalgı çalmayı öğrenme ile yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir. Çalışmada varılan sonuçlar doğrultusunda güdülenme, tutum, öz yeterlik ve üstbilişsel farkındalık gibi kavramların özellikle özengen çalgı eğitiminde ölçülebileceği ölçme araçlarının geliştirilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Müzik eğitimi; Özengen müzik eğitimi; Çalgı eğitimi; Özengen çalgı eğitimi; Çalgı çalmayı öğrenme.
Arş. Gör. Fatma Zeynep SAYLIK, Prof. Dr. Altay EREN, Doç. Dr. Meral GEZİCİ-YALÇIN
Akademik Alan Memnuniyeti, Öz-Yeterlik ve Kontrol Odağının Kopya Çekmeye Yönelik Tutumun Yordayıcıları Olarak İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın ilk amacı üniversite öğrencilerinin alan seçiminden duydukları memnuniyet, akademik öz-yeterlik inançları, akademik kontrol odakları ve kopya çekmeye yönelik tutumları arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. İkincisi ise, üniversite öğrencilerinin alan seçiminden duydukları memnuniyet ile kopya çekmeye yönelik tutumları arasındaki ve akademik öz-yeterlik inançları ile kopya çekmeye yönelik tutumları arasındaki ilişkilerde, akademik kontrol odağının aracı rolünün sorgulanmasıdır. Araştırmanın örneklemini, Türkiye’nin Batı Karadeniz bölgesindeki büyük bir üniversitenin farklı fakültelerinin çeşitli bölümlerinde öğrenim gören 715 öğrenci (Kız=452; Erkek=263) oluşturmuştur. Araştırmada açımlayıcı ilişkisel desen kullanılmış ve bu doğrultuda, gizil değişkenler korelasyon analizi ile yapısal eşitlik modellemesi analizleri gerçekleştirilmiştir. Bulgular, akademik alan memnuniyetinin ve akademik öz-yeterlik inancının hem dışsal akademik kontrol odağıyla hem de kopya çekmeye yönelik tutumla anlamlı düzeyde ve negatif yönde ilişkilendiğini göstermiştir. Bulgular, dışsal akademik kontrol odağının hem akademik alan seçiminden duyulan memnuniyetle kopya çekmeye yönelik tutum arasında hem de akademik öz-yeterlik inançlarıyla kopya çekmeye yönelik tutum arasında tam aracı rolü oynadığını da göstermiştir. Öğrencilerin alan seçimlerinden dolayı duydukları memnuniyetin, akademik anlamda sahip olduklarına inandıkları yeterliğin ve akademik açıdan elde ettikleri sonuçları içsel ya da dışsal referanslara atıfla açıklamalarının, kopya çekmeye yönelik tutumlarıyla seçici biçimde ilişkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada, eğitim bilimsel doğurgular ve gelecekte yapılabilecek araştırmalar da tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kopya çekmeye yönelik tutum; Akademik alan memnuniyeti; Akademik öz-yeterlik; Akademik kontrol odağı; Aracılık analizi.
Dr. Öğr. Üyesi Rafet AYDIN, Mesut SOYDAN
Öğretmenlerin Sendikal Örgütlenmeye Yönelik Görüşlerinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Öğretmenlerin birçok görev ve sorumluluklarının yanında sorunları da bulunmaktadır. Bu sorunlar genel olarak; öğretmenlerin yetiştirilmesi/yetişmesi, ekonomik sorunlar, hukuki ve toplumsal statü sorunlar, örgütlenme (sendikalaşma) sorunları, sayısal dağılım ve meslekî yayın sorunları şeklinde sıralanabilir. Bu sorunlardan biri olan sendikalaşma hususu araştırmanın temel konusudur. Araştırmanın amacı ise öğretmenlerin meslekî örgütlenme (sendikalaşma) ile ilgili görüşlerinin incelenmesi meselesidir. Bu amaca ulaşabilmek için öğretmenlerin sendikalara üye olup olmama nedenleri ve meslekî örgütlenme ile ilgili görüşleri cinsiyet, kıdem, branş ve eğitim durumları değişkenleri çerçevesinde incelenmiştir. Araştırmada genel tarama modellerinden olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunun verileri “Sınıf Öğretmenleri ve Yöneticilerinin Meslekî Örgütlenme Tutumları Ölçeği” ile toplanmıştır. Öğretmenlerin sendika değişikliği yapma veya yapmama nedenlerine ilişkin veriler ise yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi ile elde edilmiştir. Araştırma evrenini 2016 yılında Burdur il merkezi ve ilçelerinde görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemini ise bu evrenden tabakalama örnekleme yöntemi ile seçilen 778 öğretmen oluşturmaktadır. Elde edilen nicel veriler bilgisayar paket programları kullanılarak betimsel istatistik, bağımsız örneklemler t Testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile test edilmiştir. Yarı yapılandırılmış açık uçlu soruyla elde edilen veriler de betimsel analiz ve içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda sendika üyesi olmayan öğretmenlerin sendika üyesi olan öğretmenlere göre, genç öğretmenlerin ise daha kıdemli öğretmenlere göre meslekî örgütlenmeye ilişkin daha olumlu görüşe sahip oldukları ve öğretmenlerin daha çok politik sebeplerden dolayı sendika değişikliği yaptıkları ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: Örgütlenme; Öğretmen; Öğretmen Sendikacılığı; Sendikalaşma.
Dr. Öğr. Üyesi Birsen ŞAHAN
Öğrenci Başarısını Yordamada Evde Ebeveyn Katılımının ve Ebeveynlik Biçiminin Etkisi
Özet
|
Tam Metin
Öğrencilerin önemli bir kısmının akademik olarak başarılı bir şekilde okullarını bitirecek kapasiteye sahip olmalarına rağmen, bunu gerçekleştiremiyor olmaları, eğitim hayatları açısından önemli bir sorundur. Öğrencinin kapasitesinin altında başarı göstermesi, yaşadığı sağlık problemlerinden ya da psiko-sosyal güçlüklerden kaynaklı olabilmektedir. Akademik başarının artması için öğrencinin destek kaynaklarının belirlenmesi gerekmektedir. En önemli çevresel destek kaynaklarından birisi olan aile, öğrencinin akademik başarısı üzerinde oldukça etkilidir. Bu araştırmada, çocukları 8, 9, 10 ve 11. sınıfa devam etmekte olan velilerin (103 anne, 94 baba), çocuklarının eğitim yaşantılarına evde katılımları ebeveynlik biçimlerinin okul başarısını yordadığı incelenmiştir. Araştırmada velilere “Ortaöğretim Okullarında Aile Katılımı Öğretmen ve Veli Ölçeği”nin veli formunda yer alan evde aile katılımı ve anne-babalara göre okuldan eve dönük tüm iletişimlerin sıklığı alt boyutları ile “Leuven Algılanan Ana Babalık Ölçeği” uygulanmıştır. Yapılan regresyon analizi sonucunda çocuklarının eğitim yaşantısına evde aile katılımı ile ebeveynlik biçimlerinden duyarlılık boyutu öğrencilerin okul başarısını yordayan değişkenler olarak elde edilmiştir. Bu değişkenler okul başarısı varyansının %15.8’ini açıklamaktadır. Ergenlik döneminde çocuğu olan velilerin, ev ortamında çocuklarının eğitim yaşantısına katılmaları ve çocuklarına yönelik davranışlarında duyarlı olmaları, öğrencilerin okul başarılarının artmasında önemli değişkenlerdir. Çocuklarının eğitim yaşantılarına velilerin katılımının sağlanması ve ebeveynlik becerilerini geliştirmeleri konusunda okul psikolojik danışmanlarına, öğretmenlere ve okul yöneticilerine önemli görevler düşmektedir.
Anahtar Kelimeler: Okul başarısı; Ebeveyn katılımı; Ebeveynlik biçimi.