Prof. Dr. Yasemin Aydoğan, Dr. Öğr. Üyesi Şermin Metin, Arş. Gör. Dr. Zerrin Mercan
Okul Öncesi Dönem Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimlerine Yönelik Kullanılan Öğretim Stratejileri
Özet
|
Tam Metin
Kendilerine özgü fiziksel, zihinsel, sosyal ve kişilik özelliklerine sahip olan üstün yetenekli çocuklar, bu farklılıklarından dolayı akranlarından niteliksel olarak farklı yollarla dünyayı deneyimlerler ve öğrenirler. Üstün yetenekli çocuklar bahsedilen özellikleri ve geliştirilebilir potansiyelleri sebebiyle, normal programlar yoluyla sağlanamayacak geniş kapsamlı eğitim olanaklarına ihtiyaç duyarlar. Bu çocukların eğitimlerine yönelik farklı yaklaşım ve modeller bulunmaktadır. Ancak okul öncesi yıllarda üstün yetenekli çocuklara yönelik öğretim modellerinin uygulamaya aktarılması sınırlıdır. Bu nedenle çalışmada dünyada ve Türkiye’de üstün yetenekli çocuklara yönelik okul öncesi dönemde uygulanan sınıf içi öğretim stratejilerinin incelenmesi ve mevcut durumun ortaya konması amaçlanmıştır. Tarama modelinin kullanıldığı ve doküman incelemesi yapılarak verilerin toplandığı araştırmanın çalışma grubuna, 1990-2017 yılları arasında okul öncesi dönem üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik öğretim stratejilerini içeren araştırma makaleleri dâhil edilmiştir. Bu kapsamda konuyla ilgili olduğu tespit edilen 11 araştırma makalesi incelenmiştir. Elde edilen bulgulara beş araştırmanın Amerika’da, iki araştırmanın İsrail’de ve birer araştırmanın ise Hollanda, Türkiye, Kanada, Tayvan, Avusturya’da yapıldığı görülmüştür. Bu çalışmalar arasında iki çalışma boylamsal araştırmadır ve zenginleştirilmiş sınıf içi uygulamalar analiz edilmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda ise zenginleştirilmiş uygulamaların çocukların farklı gelişim alanlarına etkisi incelenmiştir. Bu alanda Türkiye’de bir model önerisi ve etkililiği sınanan bir çalışmaya yer verildiği görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Okul öncesi; Okul öncesi eğitim; Üstün yetenekli çocuklar; Strateji; Öğretim stratejileri.
Uzm. Psk. Dan. Aydın SÖYLEMEZ, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet KAYA
Psikosentez Kuramı - Roberto Assagioli
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı psikosentez kuramını ele almak ve kuramı geliştiren Roberto Assagioli hakkında bir inceleme yapmaktır. Araştırmada Assagioli’nin hayatı, psi-kosentezin ortaya çıkışı, psikosentezin psikanalitik kuramla benzer ve farklı yönleri, psikosentezde temel kavramlar, terapötik yaklaşım ve psikosentezin insana bakışı ele alınmıştır. Bu araştırma tarama türü bir makale incelemesidir. Bu çalışma ile psiko-sentez kuramı konusunda ulusal alanyazındaki boşluğun doldurulmasına bir katkı sunulacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu çalışmanın ilerde psikosentez alanında yapı-lacak çalışmalara psikoloji alanında bir yön vermesi beklenmektedir. Psikosentez kuramının diğer kuramlarla ayrıntılı ilişkisi karşılaştırılarak incelenmesi bundan sonra yapılacak psikosentez kuramı ile ilgili çalışmalar için önerilir. Psikosentez kuramı ile ilgili ulusal ve uluslararası alanyazında yeterince kaynağın olmaması bu alanda yapılacak çalışmalar için temel sınırlılık olarak sayılabilir.
Anahtar Kelimeler: Psikosentez; Kuram; Roberto Assagioli; Bilinçdışı; Terapi.
Dr. Öğr. Üyesi Hafife BOZDEMİR-YÜZBAŞIOĞLU, Prof. Dr. Rabia SARIKAYA
Mikroskobik Canlılar Konusunda Model Tabanlı Öğrenme Yaklaşımının Öğrencilerin Zihinsel Model Gelişimine Etkisi
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı, Model Tabanlı Öğretim ve Öğrenme kapsamında tasarlanan etkinliklerin, ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin mikroskobik canlıların tanımı, yapısı, işlevi, davranışı, mekânizması ve şekli ile ilgili olarak anlama seviyelerinde ve zihinsel modellerinde gelişimine etkisini incelemektir. Araştırmada gelişmiş karma yöntem desenlerinden müdahale deseni kullanılmıştır. Çalışma grubunu Kastamonu ili merkeze bağlı bir köy ilkokulunda öğrenim gören altı öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, öğretim uygulamalarından önce ve sonra “Mikroskobik Canlılar Kavram Testi” ve yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Kavram testinden elde edilen veriler anlama seviyeleri dikkate alınarak analiz edilmiştir. Nitel verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Öğretim uygulamalarından önce ve sonra yapılan son görüşmeler karşılaştırıldığında öğrencilerin anlama seviyelerinde genel artış gözlenmiş ve araştırma dâhilinde mikroskobik canlılara yönelik olarak bilimsel modele ulaştığı görülmüştür. Model Tabanlı Öğretim ve Öğrenme uygulamaları mikroskobik canlılar ile ilgili olarak öğrencileri zihinsel model açısından bilimsel modele ulaştırmıştır. Ancak bazı öğrencilerde mikroskobik canlıların farklı boyutlarına yönelik eksik ve alternatif kavramların devam ettiği görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Fen eğitimi; Model tabanlı öğretim ve öğrenme; Anlama seviyeleri; Model; Zihinsel model.
Doç. Dr. Ramazan KAYA, Dr. Hasan GÜNAL, Derya EKİZ GÜNAL
Öğrencilerin, Aileden Edindikleri Tarih Bilgisine Yönelik Düşünceleri (Amasya Örneği)
Özet
|
Tam Metin
İnsanların tarihe yönelik bilgi ve görüşlerinin oluşmasında ilk sosyalleşme yeri olan ailenin önemli bir rolü vardır. Ailelerin bireylerin tarihe yönelik bilgi ve görüşlerini nasıl ve ne yönde etkilediği; bu açıdan okul, medya gibi diğer sosyalleşme vasıtaları karşısında rolünün ne olduğu konularında hem kuramsal hem de uygulamalı çalış-malara büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konulardaki araştırmalar okullardaki tarih eğitiminin geliştirilmesi açısından da önemli veriler ortaya koyabilir. Bu çalış-manın amacı; ortaokul ve lise öğrencilerinin ailelerinden edindikleri tarih bilgisine yönelik görüşlerini tespit etmektir. Araştırma nitel araştırma yöntemiyle ve durum çalışmasının bütüncül çoklu durum deseni ile yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu, Amasya il merkezinde 2014-2015 eğitim-öğretim yılında öğrenim görmekte olan 23’ü ortaokul ve 30’u lisede okuyan toplam 53 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler, açık uçlu anket formu ile toplanmış ve içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda ortaokulda bulunanların daha fazla olmak üzere öğrencilerin önemli bir bölümünün aile üyeleri ile tarihe dair konuşmalar yaptıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Ortaokul öğrencilerinin ailelerinde Osmanlı ve İslam tarihi gibi genel konuların, lise öğrencilerinin ailelerinde ise askerliğe ve eski günlere yönelik anılar gibi aile tarihi ağırlıklı konuların konuşulduğu dikkat çekmektedir. Öğrencilerin genelinin aile üyeleri içerisinde yaş itibari ile büyük olması ve dolayısıyla geçmişle ilgili daha fazla bilgiye sahip olduğu düşüncesi ile en fazla dedelerinin verdiği tarih bilgisine güvendikleri ortaya çıkmıştır. Ortaokul öğrencilerinin tamamı ve lise öğrencilerinin büyük bir kısmı, özellikle öğretmenleri tarihle ilgili daha fazla bilgiye sahip olduğu ve eğitim kurumlarında onlara kanıtlara dayalı doğru bilgi verildiği için okulda edindikleri tarih bilgisini aile üyelerinden edinilen bilgilere göre daha güvenilir bulduklarını belirtmişlerdir. Son olarak lise öğrencilerinin önemli bir bölümü, daha eğlenceli ve zevkli olarak nitelendirdikleri farklı anlatım tarzlarından dolayı aile üyelerinden edindikleri tarihi bilgileri, ortaokul öğrencilerinin çoğunluğu ise başta sınıf ortamında arkadaşları ile birlikte olmaları gibi bazı nedenlerden dolayı okulda öğrendikleri tarihi bilgilerin daha keyif verici olduğunu ifade etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Aile; Sosyalleşme; Tarih bilgisi; Tarih öğretimi; Sosyal bilgiler.
Prof. Dr. Selahattin TURAN, Doç. Dr. Fatih BEKTAŞ
İdeal Müdür Niteliklerine İlişkin Bilişsel Yapılar: Repertory Grid Tekniğine Dayalı Bir Çalışma
Özet
|
Tam Metin
Bu makalenin amacı ilköğretim okullarında görev yapan müdür yardımcılarının algılarına göre ideal müdür niteliklerini belirlemektir. Araştırma, karma yöntemlerden keşfedici desen kullanılarak tasarlanmıştır. Çalışma grubu ölçüt örnekleme tekniği ile belirlenen 15 müdür yardımcısından oluşmaktadır. Veriler, ‘yapılandırılmış görüşme’ ve ‘karar verme grid’ formu ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde; içerik analizi, grid benzerlik formülü ve temel bileşen analizine dayalı açımlayıcı faktör analizi tekniği kullanılmıştır. Bulgular, ideal müdür niteliklerine ilişkin bileşen ve yapılar arasında benzerlik ve farklılıkların olduğunu göstermiştir. Ayrıca yapılan temel bileşen analizi sonucu; müdür niteliklerinden sadece ‘kendine güvenir’ yapısının ideal olmayan müdür boyutunda yer aldığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Okul müdürü; Okul yönetimi; İdeal müdür; Bilişsel kurgu; Repertory grid.
Dr. Öğr. Üyesi Deniz DAĞSEVEN EMECEN, Doç. Dr. Çığıl AYKUT, Doç. Dr. Necdet KARASU, Dr. Öğr. Üyesi Eylem DAYI
Zihin Yetersizliği Olan Öğrencilere Yemek Pişirme Becerilerinin Öğretiminde Kendine Yönerge Verme Öğretme Stratejileri ile Resimli İpuçlarının Etkililiği
Özet
|
Tam Metin
Alanyazında; resimli ipuçlarının kullanılarak yemek pişirme becerilerinin öğretildiği çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, zihinsel yetersizliği olan öğrencilere yemek hazırlama-pişirme becerilerini öğretmede resimli ipuçları ile kendine yönerge verme öğretim stratejilerini birlikte kullanmanın etkililiği araştırmaktır. Çalışmaya zihinsel yetersizliği olan üç öğrenci katılmıştır. Araşırmada denekler arası çoklu yoklama modeli kullanılmıştır. Resimli ipuçlarını ve kendine yönerge verme öğretim stratejilerini birlikte kullanmak, zihinsel yetersizliği olan öğrencilere yemek hazırlama becerilerinin öğretilmesinde etkili olduğu bulunmuştur. Çalışamada yer alan katılımcılar hedef becerileri 4 ay sonrada sürdürmüşlerdir. Elde edilen bulgular tartışılmış ve gelecekteki araştırmalar için bu makalede öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Resimli ipuçları; Kendine yönerge verme; Yemek yapma becerileri; Orta derecede zihinsel yetersizlik.
Dr. Öğr. Üyesi Gökhan KAHVECİ, Selda KOTBAŞ, Tuğba AVCI
Ortaöğretim Kurumlarında Görev Yapan Öğretmenlerin Affedicilik Algıları ve Örgütsel Bağlılık Düzeyleri Arasındaki İlişki
Özet
|
Tam Metin
Araştırma, ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerinin sahip olduğu affedicilik algısı ile bağlılık düzeyi arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Nicel desenli ve ilişkisel tarama modeliyle yapılan bu araştırmanın örneklemini Trabzon ilinde bulunan orataöğretim kurumlarında görev yapmakta olan, rastgele seçilmiş 134 kadın (%53.6) ve 116 erkek (%46.4) olmak üzere 250 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama aracı olarak “Örgütsel Affedicilik Ölçeği” ve “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre örgütsel affedicilik ile örgütsel bağlılık arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Affedicilik algısı yüksek olan öğretmenlerin affedicilik algısı düşük olan öğretmenlere göre, çalıştıkları kuruma daha bağlı olduğu ve kendini kuruma ait hissettiği görülmektedir. Affediciliğin alt boyutları ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiye bakıldığında affediciliği kabul [r=.196, p<.01] ve affediciliği gerekçelendirme [r=.132, p<.05] boyutları ile örgütsel bağlılık arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Diğer yandan affediciliği ret [r=.070, p>.05] boyutu ile örgütsel bağlılık arasında istatiksel olarak bir ilişkinin olmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte örgütsel affediciliğin örgütsel bağlılığın anlamlı bir yordayıcısı olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Affedicilik; Bağlılık; Örgütsel affedicilik; Örgütsel bağlılık; Öğretmen; Ortaöğretim.
Dr. Öğr.Üyesi Melike FAİZ, Prof. Dr. Cengiz DÖNMEZ
Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Politik Okuryazarlık Düzeyleri
Özet
|
Tam Metin
Politik okuryazarlık vatandaşlık eğitiminin bir parçasıdır. Öğrenciler, kamusal hayatta kendilerini, ‘politik okuryazarlık’la tanımlanabilecek bilgi, beceri ve değerler aracılığıyla nasıl öğreneceklerini ve kendilerini nasıl geliştireceklerini öğrenirler. Öğretmenler, vatandaşları eğitmek için en etkili kişilerdir. Bu çalışmanın amacı sosyal bilgiler öğretmen adaylarının politik okuryazarlık düzeylerini belirlemektir. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeli kullanılmasının sebebi mevcut hali olduğu gibi ortaya koymasından kaynaklanmaktadır. Araştırmada, Faiz (2016) tarafından geliştirilen “Siyaset Okuryazarlık Ölçme Aracı” uygulanmıştır. Çalışmanın örneklemi maksimum örnekleme türüyle belirlenmiştir. Örneklem yedi coğrafi bölgedeki toplamda 1187 sosyal bilgiler öğretmen adayıdır. Veriler analiz edilirken ilişkisiz örneklemler için t Testi, Kruskal Wallis H Testi,MannWhitney U testi, tek yönlü varyans analizi ve betimsel istatistik yapılmıştır. Araştırmacıların verilerden elde ettikleri sonuca göre öğretmen adaylarının bilgi, tutum ve becerilerinin orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Politik okuryazarlığı oluşturan bileşenler arasındaki ilişki, bilgi ve eğilim arasında pozitif, düşük düzey ve anlamlı bir ilişki olduğu; bilgi ve beceri arasında pozitif yüksek düzey ve anlamlı bir ilişki; tutum ve beceri arasında pozitif, yüksek düzey ve anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Politik okuryazarlık; Vatandaşlık eğitimi; Öğretmen adayları; Sos-yal bilgiler.
Doç. Dr. Serpil UMUZDAŞ, Prof. Dr. Ahmet Serkan ECE
Güzel Sanatlar Liselerinin Yönetsel Sorunları Bulguların Karşılaştırmalı Analizi (2006-2016)
Özet
|
Tam Metin
Çalışmanın amaçlarından biri; 2016 yılında Güzel Sanatlar Liseleri (GSL)’nde görev yapmakta olan okul yöneticilerinin karşılaştıkları yönetsel sorunları çeşitli değişkenler açısından saptamak, diğeri; 2006-2016 yılları arasındaki on yıllık süreçte yönetsel sorunlarda değişim olup olmadığını sorgulamaktır. Çalışma, yönetsel sorunları yönetim süreçleri açısından incelemektedir. Veri toplama aracı olarak “Umuzdaş AGSL Yönetsel Sorun Anketi” (2006) kullanılmıştır. Anket, Milli Eğitim Bakanlığı’nın GSL yöneticileri ile yaptığı çalıştaya katılan 50 okul yöneticisine uygulanmıştır. Müdürlerin okul yönetiminde karşılaştıkları sorunlara ilişkin fark analizlerinde Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, ilk amaca yönelik olarak, alan (resim/müzik) dışı branşlarda öğrenim görmüş yöneticilerin, yönetim sürecinde yaptıkları uygulamalarda, iş görenleri etkileme ve değerlendirme konusunda daha çok sorun yaşadıkları, erkek müdürlerin yönetim sürecinde kadın müdürlere göre anlamlı şekilde daha fazla sorunla karşılaştıkları ve yöneticilerin öğrenim düzeyleri arttıkça iletişim sorunları yaşadıkları sonuçlarına ulaşılmıştır. Ayrıca 2006-2016 yılları arasındaki süreçte kadrolu öğretmen, nitelikli öğrenci bulma ve finans sorunlarının devam ettiği görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Güzel sanatlar lisesi; Yönetsel sorun; Okul müdürü; Okul yönetimi; Milli eğitim bakanlığı.
Dr. Öğr. Üyesi Ejder ÇELİK
Modernleşme Sürecinde Toplumsal Bilincin Dönüşümü ve Eğitim Yönetimine Yansımaları
Özet
|
Tam Metin
Sosyal bilinçle anlam arasındaki ilişkiyi nesnel dünyanın işlevsel bağıntıları ve büyük ölçüde buna bağlı temel sosyal değişkenler çerçevesinde açıklamak önemlidir. Böylece modern süreçte toplumsal ilişkiler ağının aldığı yeni biçimin anlam üzerindeki etkisi açısından baktığımızda üzerinde durmamız gereken asıl konuyu görmüş oluruz. Bu bağlamda modernleşme süreci temelde, bilincin oluşma parametrelerinde köklü bir değişikliği ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle modernleşme sürecinde olay ve olgulara ilişkin anlam ve içerik oluşturma sürecindeki bilişsel bağıntıların yeni biçimlenişi buna bağlı olarak insan bilincinin dönüşüm geçirmesine yol açmıştır. Bireysel ve toplumsal beklentilerin dönüşmesi, toplumsallaşma sürecinde ihtiyaçların ve önemsenen olguların değişmesi, doğallık ve yapaylık dikatomisinde yeni dengelerin oluşması, normatif alanda ortaya çıkan revizyonlar, modernleşme sürecinde anlam ve bilinç ilişkisinin dönüşmeye başladığının göstergeleridir. Böylesine köklü ve hatta paradigmal bir değişim toplumsal yapı içerisinde en çok eğitim kurumuyla ilişkilidir. Eğitim sistemi, özellikle de ilk ve orta öğretim sistemi bu hızlı dönüşümün neresindedir? Bu bağlamda yönetim otoritesi, kendini açıklayacak sağlam argümanlardan yoksun kalma riskiyle karşı karşıyadır. Eğitim yönetimi, uygulamada rasyonel ve işlevsel meşruluğunu yitirmiş görünmektedir. Yetersizliğine rağmen otorite kurmaya çalışan bir yönetim imajı oluşmakta, bu dumum sahada okul yöneticisini öğrenciyle üst yönetim arasında bırakmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Anlam; Modernleşme; Bilinç dönüşümü; Farkındalık eğitimi.
Emine AKKAŞ BAYSAL, Prof. Dr. Gürbüz OCAK
İngilizce Derslerinde Hazırlanan Portfolyoları Değerlendirme: Bir Dereceli Puanlama Anahtarı (Rubrik) Geliştirme Çalışması
Özet
|
Tam Metin
Alternatif bir ölçme değerlendirme aracı olarak portfolyo öğrenci başarısını tek bir kriterle bir defada değil süreç içerisinde farklı kriterlerle değerlendiren bir araçtır. Bu çalışmanın amacı İngilizce derslerinde hazırlanan portfolyoları değerlendirmede kullanılacak bir dereceli puanlama anahtarı geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda ilgili alanyazın taranmış üç tema ve bu temalara ait on üç ölçütten oluşan bir dereceli puanlama anahtarı hazırlanmıştır. Dereceli puanlama anahtarının geçerliği içerik, yapı ve ölçüt yönlerinin denetlenmesiyle sağlanmıştır. Rubriğin içerik geçerliğini sağlamak için uzman görüşüne başvurulmuştur. Yapı geçerliğini belirlemek için temel bileşenler analizi yapılmış ve toplam varyansın %76.56’sını açıkladığı görülmüştür. Çalışmada ele alınan portfolyolar iki puanlayıcı tarafından değerlendirmiştir. Puanlayıcılar arasındaki uyumun incelenmesinde ise Cohen’s Kappa Katsayısı kullanılmıştır. Buna göre “ön hazırlık” ölçütünde .86; “hazır olma” ölçütünde .71; “kendini tanıma” ölçütünde .76; “dil bilgisi ve anlatım” ölçütünde .81; “dil öğrenme stratejilerini bilme” ölçütünde .86; “dinleme becerisi stratejilerini kullanma” ölçütünde .73; “okuma becerisi stratejilerini kullanma” ölçütünde .77; “konuşma becerisi stratejilerini kullanma” ölçütünde .64; “yazma becerisi stratejilerini kullanma” ölçütünde .91; “yaratıcılık” ölçütünde .75; “tertip” ölçütünde .84; “yazım ve noktalama” ölçütünde .89 ve “ödev teslim” ölçütünde .82 olarak hesaplanmıştır. Bu değerler puanlayıcılar arasında oldukça önemli derecede bir uyuşmanın olduğunu göstermektedir. Geliştirilen bu dereceli puanlama anahtarı özellikle İngilizce derslerinde hazırlanan portfolyoları değerlendirmede alternatif bir araç olarak kullanılabilir.
Anahtar Kelimeler: İngilizce dersi; Portfolyo; Stratejiler; Dereceli puanlama anahtarı.
Dr. Öğr. Üyesi İbrahim GÖKDAŞ
Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Deneyimledikleri Sosyal Ağ Diyetiyle İlgili Görüşleri
Özet
|
Tam Metin
Son yıllarda sosyal ağ bağımlılığı mobil telefonundan bir şekilde mahrum kalma korkusu olan nomofobi ve gündemi kaçırma korkusu olarak bilinen “FoMO” (Fearof MissingOut)’nun yaygınlaşmasına neden olmuştur. Diğer taraftan sosyal ağlar birçok özelliği yanında iletişim ve bilgi belge paylaşımı konusunda ciddi olanaklar sunmaktadır. Ancak olumlu ve olumsuz yönleriyle toplumda kabul gören ve geniş kullanım kitlesi ve özelliklere sahip sosyal ağlardan yoksun kalma durumunun nasıl bir etki yarattığına ilişkin belirsizlik söz konusudur. Bu araştırmanın amacı öğretmen adaylarının sosyal ağları kullanım amaçları ve sosyal ağlardan yoksun kalma durumundaki deneyimlerini betimlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu sosyal ağları aktif kullanan eğitim fakültesi üçüncü sınıfta okuyan 109 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma toplam dört hafta sürmüştür. Katılımcılardan bu süre içerisinde sosyal ağları kullanmamaları istenmiştir. Araştırma verileri araştırma süreci sonunda nitel veri toplama tekniklerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde nitel veri analizlerinden betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma sonunda katılımcıların en çok sırasıyla Facebook, Whatsapp ve Instagram gibi sosyal ağları kullandıkları belirlenmiştir. Yine katılımcıların sosyal ağları öncelikli olarak iletişim ve bilgi belge paylaşım amaçlı kullandıkları ve diyet sürecinde en çok paylaşım ve iletişim için sosyal ağlara gereksinim duydukları ortaya konulmuştur. Araştırma sonunda sosyal ağ diyeti sürecinde yerine konulan etkinliklere ve yaşanan duygu durumlarına ilişkin bilgilere ulaşılmış ve bu bilgiler ışığında yapılacak yeni araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Sosyal ağ kullanım amaçları; Sosyal ağ diyeti; Sosyal ağ yoksunluğu; Eğitim fakültesi öğrencisi; Sosyal ağ bağımlılığı.
Dr. Öğr. Üyesi Elif YILMAZ, Doç. Dr. Kezban TEPELİ, Dr. Gülçin GÜVEN
48-72 Aylık Çocuklara Yönelik Denham Duygu Anlama Testinin Geçerlik Güvenirlik Çalışması
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı, 48-72 aylık çocuklar için Denham Duygu Anlama Testinin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılmasıdır. Bu araştırma, nicel araştırma deseninde genel tarama modelinde tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 2016-2017 eğitim öğretim yılında İstanbul Anadolu yakasındaki okul öncesi eğitim kurumları arasından tesadüfî küme örnekleme yöntemi ile seçilen bağımsız anaokulları ve ilköğretime bağlı anasınıflarında eğitim gören 48-72 aylık 260 çocuktan oluşmaktadır. Araştırma verilerinin toplanması amacıyla Denham Duygu Anlama Testi, Duygu Tanıma Testi ve araştırmacılar tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Testin geçerlik çalışmaları için içerik geçerliği (uzman görüşü ve madde analizi) ve yapı geçerliği (açımlayıcı faktör analizi ve ilgili test/ölçek ile dış testler arasındaki korelasyon katsayısının hesaplanması yöntemi); güvenirlik çalışmaları için ise iç tutarlılık (Cronbach Alfa) ve testin aralıklı tekrarı (Pearson Korelasyon Katsayısı) ölçütlerine göre testin güvenirliği incelenmiştir. Yapılan analizlerin ardından Denham Duygu Anlama Testinin geçerli ve güvenilir bir test olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Okul öncesi; Denham Duygu Anlama Testi; Geçerlik; Güvenirlik.
Dr. Öğr. Üyesi Ekmel GEÇER, Dr. Öğr. Üyesi Hakkı BAĞCI
Üniversite Eğitiminde Sosyal Medyanın Rolü: Fırsatlar ve Çıkmazlar
Özet
|
Tam Metin
Genelde yeni medya teknolojilerine, daha özelde sosyal medya ortamlarına yönelik, özellikle eğitim ve öğretimin işleyişini engelliyor olması açısından önemli eleştiriler olsa da dijital yöntem ve kanalların aynı zamanda günümüz eğitimini hemen her aşamada etkilediği gerçeği yadsınamamaktadır. Bu bağlamda sosyal medyanın kullanım biçimi ve içerikleri, üniversite ve sonrasındaki eğitimde de önemle role sahiptir. Anlamlı ve doğru kullanıldığında öğrencinin öğrenme yolculuğunu keyifli hâle getirmekte, öğretim elemanları ile olan iletişimini kolaylaştırmakta ve sorularına daha hızlı cevap alabilmektedir. Ancak yanlış ve bağımlılık derecesindeki kullanımında hem öğrenci hem de eğitici açısından ciddi zorluklara neden olabilmektedir. Bu çalışmada sosyal medyanın kullanımı ve sosyal medya ortamlarının üniversite eğitimindeki rolü incelenmiştir. Çalışmada bir yandan öğrencilerin özellikle öğretmenleriyle ilişkilerini kurgularken başvurduğu sosyal medya yöntemleri ve başvuru sıklığı değerlendirilmiş; diğer yandan eğitmenlerin dijital ortamlar üzerinden kendilerine iletilen iletişim taleplerini nasıl karşıladıkları cevaplanmaya çalışılmıştır. Buna uygun olarak araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni ile yürütülmüş; farklı üniversitelerde görevli 20 öğretim elemanı ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda eğitim sürecinde üniversite öğretim elemanlarının sosyal medyayı aktif olarak kullandıkları, öğrencileriyle bu ortamlar üzerinden iletişime geçtikleri saptanmıştır. Ancak sosyal medya üzerinden kurulan iletişimin öğrenci ve öğretim elemanı arasındaki eğitim mesafesini olumsuz bir biçim de etkilediği ve öğrenciyi daha sık ve özel ilgi beklemeye ittiği de gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya; Eğitim; Üniversite; Yeni medya; İletişim.
Dr. Öğr. Üyesi Melih SEVER
UNESCO ve Dünya Bankası Küresel Eğitim Politikaları: Bir Karşılaştırma Çalışması
Özet
|
Tam Metin
UNESCO ve Dünya Bankası, birçok alanda çalıştığı gibi eğitim alanında da insan hayatının birçok yönünü geliştirmek için çalışmaktadır. Bu örgütlerin görüşleri, küresel düzeyde insanları ve politikalarını etkileme gücüne sahip olduklarından dikkate alınmalıdır. Bu iki örgüt, eğitim alanındaki bazı projeler üzerinde birlikte çalışsalar da eğitimin genel değerleri hakkındaki görüşleri onları birbirinden ayırmaktadır. Genel gündemlerinden açıkça görülen UNESCO’nun sloganı “kadın ve erkeklerin zihninde barışı inşa etmek” iken, Dünya Bankası’nın amacı yoksulluğu azaltmak ve kalkınmayı desteklemek olarak görülmektedir. Bu iki farklı anlayış doğal olarak dünya çapında küresel eğitim politikaları için çeşitli yaklaşımlara ve çıktılara yol açmaktadır. Dünya Bankası eğitimin ekonomik analizi, okuldan iş hayatına geçiş, finans ve harcamalar gibi konulara odaklanırken, UNESCO insan hakları eğitimi, sürdürülebilir kalkınma eğitimi, öğretmen eğitimi ve kaynaştırma eğitimi gibi konularda gündemini oluştur görünmektedir. Finansal kaygılar Dünya Bankası’nın gündemine egemen olurken, UNESCO, öğrenci veya öğretmen, eğitimin içindeki insanların refahına odaklanmış görünmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin eğitim alanında bu iki kurum ile çalışırken bu farklılıkları göz önüne alması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Eğitim politikası; Dünya Bankası; UNESCO; Binyıl kalkınma hedefleri.