Dr. Öğr. Üyesi Özlem GÜNEŞ, Dr. Öğr. Üyesi Esra TÜRK
Mantıku’t-tayr (Kuş Masalları) Projesinin Öğrenci Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi
Özet
|
Tam Metin
Ferîdüddin Attâr (ö. 618/1221) tarafından 1187 yılında kaleme alınan ve Gülşehrî tarafından Türkçe’ye tercüme edilen Mantıku’t-tayr, dil ve değerler açısından zengin tasavvufî bir metindir ancak günümüzde yeterince tanınmamaktadır. Bu araştırma ile metnin günümüze taşınarak öğrencilere ulaştırılması amaçlanmıştır. Böylelikle Türkçenin yaşatılması, gelecek nesillere güçlü bir şekilde aktarılması ve Mantıku’t-tayr’da farklı insan tiplerini temsil eden kuşlar üzerinden öğrencilere temel değerlerin ve ahlâkî öğretilerin ulaştırılması hedeflenmiştir. Bu çerçevede, bir proje olarak hazırlanan Mantıku’t-tayr eserinin içeriği, masal anlatma geleneğinden yararlanılarak, minyatürler eşliğinde, ortaokul ve lise öğrencilerine, yaş düzeyine uygun biçimde sunulmuş ve ardından katılımcıların kuş masallarına ilişkin görüşleri değerlendirilmiştir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2020-2021 öğretim yılı bahar döneminde Millî Eğitim Bakanlığına bağlı İstanbul ili, Üsküdar ilçesinde bulunan bir devlet okulu ve bir de özel okulda öğrenim gören on dokuz öğrenciden oluşmaktadır. Veriler, araştırmacılar tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formlarıyla elde edilmiştir. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şu şekilde sıralanabilir: Katılımcılar eserdeki karakterlerin farklı yönleriyle özdeşim kurmakta; zaafları, problemleri, hırsları, istekleri, vazgeçemedikleri ile benzeştiklerini ifade etmektedirler. Katılımcıların cevapları, eserdeki karakterlerin kendilerinden ve çevrelerindekilerden izler taşıdığı doğrultusundadır. 14. yüzyılda yazılmasına rağmen farklı mizaçları, karakterleri yansıtmakta başarılı ve güncel bir eserdir. Katılımcıların eserden farklı mesajlar çıkarması eserin zengin içeriğini yansıtmaktadır. Pek çok değeri ihtiva eden eserde, katılımcıların görüşleri çerçevesinde azim/gayret; farkındalık/özüne dönme ve dünyaya aşırı bağlanmama gibi değerlerin öne çıktığı görülmektedir. Çalışma sonunda öğrenciler pek çok yeni sözcüğü kelime dağarcıklarına eklediklerini ifade etmişlerdir. Eserin, ana dil eğitiminin yanısıra karakter ve değer eğitiminde de kullanılabilecek önemli bir metin olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Türk dili ve edebiyatı; Değerler eğitimi; Ahlâk; Mantıku’t-tayr; Gülşehrî.
Dr. Öğr. Üyesi Tuğba MUTLU-BOZKURT
Üniversite ve Lise Öğrencilerinin Spora Yönelik Tutumları: Psiko-Sosyal, Fiziksel ve Zihinsel Gelişme ile İlişkisi
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmada, üniversite ve lise öğrencilerinin spora yönelik tutumları ile psiko-sosyal, fiziksel ve zihinsel gelişme düzeyleri arasındaki ilişkinin bazı değişkenler aracılığı ile incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubu, 2021-2022 eğitim ve öğretim döneminde, Bitlis Eren Üniversitesinde öğrenim gören, araştırmaya katılmaya gönüllü olan (102 kişi) ve Bitlis ilinde bulunan Fen-Anadolu Lisesinde (83 kişi) öğrenim gören
62’si kadın (%33.5), 123’ü erkek (%66.5) olmak üzere toplam 185 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Kişisel Bilgi Formu ve Spora Yönelik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada verilerin analizi SPSS22 istatistik paket programı ile yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular cinsiyet, okul türü, algılanan ekonomik durum, düzenli
spor yapma ve boy-kilo değişkenlerine göre analiz edilmiştir. Sonuç olarak; öğrencilerin Spora Yönelik Tutum Ölçeği puan ortalamaları ile cinsiyet ve boy-kilo değişkenleri arasında anlamlı farklılık tespit edilmezken; okul türü, algılanan ekonomik durum, düzenli spor yapma değişkenlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Ayrıca Spora Yönelik Tutum Ölçeği ile alt boyutlarından elde edilen puanlar arasındaki korelasyon sonuçlarına göre, Spora yönelik Tutum Ölçeği ile Psikososyal, Fiziksel ve Zihinsel Gelişme alt boyutları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde ilişki tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Üniversite ve lise öğrencileri; Spora yönelik tutum; Psikososyalfiziksel ve zihinsel gelişme.
Öğr. Gör. Abdulkadı̇r KALAYLI, Prof. Dr. Gülümser GÜLTEKİN-AKDUMAN
Çocukların Motivasyon Düzeyleri ile Annelerinin Çocuk Yetiştirme Tutumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırma, okul öncesi dönemdeki çocukların motivasyon düzeyleri ile annelerinin çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Çalışma grubu okul öncesi eğitimi alan 36-72 aylık 352 çocuk ile bu çocukların annelerinden oluşmaktadır. Veriler “Çocuk ve Aile Bilgi Formu”, “Anne-Baba Çocuk Yetiştirme Tutumları Ölçeği (ABTÖ-A)” ve “Okul Öncesi Çocuklar İçin Motivasyon Ölçeği (DMQ18)” kullanılarak toplanmıştır. Veriler, SPSS paket programında t Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve korelasyon analizi yapılarak analiz edilmiştir. Ayrıca gruplardaki farklılığın belirlenmesi için Tukey Testi yapılarak farklılığın hangi gruplarda olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonucunda annelerin çocuk yetiştirme tutumlarının anne öğrenim durumuna, anne çalışma durumuna ve aile yapısına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık oluşturduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların motivasyon düzeylerinin de çocukların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık oluşturduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çalışma sonucunda annelerin ABTÖ-A Demokratik Tutum alt boyutu puanları ile çocukların DMQ18 Kaba Motor Sebat, Üst Düzey Memnuniyet ve Genel Yeterlilik alt boyutları puanları arasında anlamlı ve pozitif yönde bir ilişkinin olduğu; ABTÖ-A Baskıcı-Otoriter Tutum alt boyutu puanlarıyla çocukların DMQ18 Genel Yeterlilik alt boyutu puanları arasında anlamlı ve negatif yönde bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (p<0.05).
Anahtar Kelimeler: Anne-baba tutumları; Motivasyon; Okul öncesi dönem; Gelişim;Çocuk.
Arş. Gör. Günnur HASTÜRK, Doç. Dr. Müge AKYILDIZ-MUNUSTURLAR
Dijital Oyuncuların Bağımlılık Düzeylerine Göre Sınıflandırılması: Yaşam Tatmini ve Umut Düzeylerinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı, dijital oyuncuları bağımlılık düzeylerine göre sınıflandırmak ve yaşam tatmini, umut düzeyi ve demografik özellikler bakımından sınıflar arası farklılıkları incelemektir. Araştırmanın evreni dijital oyun oynayan katılımcılardan oluşmakta, örneklemi ise kolayda örnekleme yoluyla seçilen 262 katılımcıdan oluşmaktadır. Anket formu; Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği, Yaşam Doyumu Ölçeği, Sürekli Umut Ölçeği ve katılımcıların demografik özelliklerine yönelik sorulardan oluşmaktadır. Araştırmanın amacı doğrultusunda kümeleme analizi, MANOVA ve Ki- Kare analizinden yararlanılmıştır. Dijital oyuncuları bağımlılık düzeyine göre sınıflandırmak
amacıyla yapılan kümeleme analizi sonucuna göre, katılımcılar dijital oyun bağımlılık düzeylerine göre, yüksek düzey bağımlılar, düşük düzey bağımlılar ve bağımlı olmayanlar olmak üzere üç kümede sınıflandırılmıştır. Kümelerin umut ve yaşam tatmin düzeylerine göre anlamlı farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır (Wilks’ Lambda (λ)=.930, F=4.738, p<.001). Kümelerin demografik özelliklere göre farklılıklarını sınamak amacıyla yapılan Ki-Kare analizi sonucunda, eğitim durumu, cinsiyet ve yaş gruplarına göre kümeler arasında anlamlı farklılıkların (p<.05) olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak bağımlı olmayan oyuncuların yaşam tatmini ve umut düzeylerinin, bağımlı olan katılımcılara göre daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla,bağımlılık üzerine koruyucu etkileri ortaya konan umut ve yaşam tatminin, dijital oyun bağımlılık müdahale yöntemi olarak da ele alınabileceğini söylemek mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Bağımlılık; Dijital oyun bağımlılığı; Yaşam tatmini; Umut düzeyi;Kümeleme analizi
Arş. Gör. Merve Nur ŞAHİN, Dr. Öğr. Üyesi Yasemin ABAYHAN
Instagram Kullanımı, Nesneleştirme ve Kilo Damgalaması: Korelatif ve Deneysel Bir Çalışma
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı, 18 ve 25 yaş aralığındaki üniversite öğrencilerinin Instagramkullanımları ile kendini nesneleştirme, diğerlerini nesneleştirme ve kilo damgalaması düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Alanyazındaki sosyal medya konulu çalışmaların çoğunlukla korelatif çalışmalar oldukları ve bu nedenle neden-sonuç çıkarımına imkân sağlamadıkları görülmüştür. Bu eksikliği gidermek amacıyla mevcut çalışmada hem korelatif hem de deneysel yöntemler kullanılmıştır. Biri korelatif (N=104) ve ikisi deneysel (sırasıyla N=70 ve N=80) olmak üzere üç çalışma gerçekleştirilmiştir. İlk çalışmada katılımcıların günlük Instagram kullanım sıklıkları, kendini
nesneleştirme, diğerlerini nesneleştirme ve kilo damgalaması düzeyleri incelenmiştir. Instagram kullanım sıklığı arttıkça kendini nesneleştirme ve diğerlerini nesneleştirme düzeylerinin de arttığı görülmüştür. İkinci ve üçüncü çalışmalarda ise katılımcılar, seçkisiz olarak atandıkları gruplarda farklı Instagram fotoğraflarına maruz bırakılmışlar (idealize beden, şişman beden ve uzay) ve bunun kendini nesneleştirme (Çalışma 2), diğerlerini nesneleştirme (Çalışma 3) ve kilo damgalaması düzeylerine olan etkisi incelenmiştir. Bulgulara göre Instagram fotoğraflarına maruz kalmak, diğerlerini nesneleştirme ve kilo damgalaması düzeylerinde bir fark yaratmazken, kendini
nesneleştirme düzeyini düşürmüştür. Farklı fotoğraflara maruz kalmak ise gruplararası fark yaratmamıştır. Çalışma bulguları ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya; Instagram; Kendini nesneleştirme; Diğerlerini nesneleştirme; Kilo damgalaması.
Doç. Dr. Meltem YALIN-UÇAR, Dr. Tuba BAĞATARHAN, Gülin YAKIT, Murat Berkant EKİCİ, Aslı EROL, Hakime Nihan KIZILASLAN
Development of the Reasoning Ways Scale: Validity and Reliability Study
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin akıl yürütme yollarını belirlemek için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmektir. Araştırma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında pilot ve asıl uygulamadan oluşan iki ayrı aşamada gerçekleştirilmiştir. Asıl uygulamada 378 üniversite öğrencisinden elde edilen veriler üzerinden analiz yapılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliği
için Açımlayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizi yapılmış; yakınsak ve ıraksak geçerlik için Ortalama Açıklanan Varyans [Average Variance Extracted (AVE)], AVE’nin karekökü, Kompozit Güvenirlik [Composite Reliability (CR)], Maksimum Paylaşılan Varyans [Maximum Squared Variance (MSV)], Paylaşılan Varyansın Karesinin Ortalaması [(Average Shared Square Variance (ASV)] ve alt boyutlar arasındaki korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Güvenirliği incelemek için ise Cronbach alfa iç tutarlık ve CR katsayıları hesaplanmıştır. Açımlayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizi bulguları, ölçme aracının yedi faktörlü (tümdengelimsel, tümevarımsal, analojik, sezgisel, cebirsel, tarihsel, sözel) bir yapıya sahip olduğunu ve 21 maddeden oluştuğunu göstermiştir. AVE, AVE’nin karekökü, CR, MSV
ve ASV değerleri ile alt boyutlar arasındaki korelasyon katsayıları incelenerek ölçeğin yakınsak ve ıraksak geçerliğinin sağlandığı tespit edilmiştir. Ölçme aracının geneli ve her bir alt boyutu için hesaplanan Cronbach Alfa ve kompozit güvenirlik katsayıları, ölçeğin güvenilir olduğunu göstermiştir. Bulgular, Akıl Yürütme Yolları Ölçeği’nin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Akıl yürütme; Akıl yürütme yolları; Ölçek geliştirme; Geçerlik; Güvenirlik.
Erdener ARISOY, Prof. Dr. Niyazi ÖZER, Prof. Dr. Süleyman Nihat ŞAD
Lisansüstü Eğitimde Danışman-Öğrenci İlişkileri Ölçeğinin Türkçe Formunun Psikometrik Özelliklerinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu çalışmada, lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin danışmanları ile olan ilişkilerinin niteliğini belirlemek amacıyla farklı bir dilde geliştirilen Lisansüstü Eğitimde Danışman-Öğrenci İlişkileri Ölçeği’nin Türkçeye uyarlanması ve ölçeğin Türkçe formunun psikometrik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları, 2019-2020 eğitim öğretim yılında İnönü Üniversitesinde farklı lisansüstü programlara kayıtlı 475 öğrenciden oluşmaktadır. Ölçeğin Türkçe formunun yapı geçerliliğinin sınanması amacıyla açımlayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Yapılan AFA sonucunda 16 maddeden oluşan ölçeğin Türkçe formunun toplam varyansın %70.83’ünü açıkladığı belirlenmiştir. Ölçeğin Türkçe formunun orijinal ölçeğin üç faktörlü yapısından farklı olarak rapport ve usta-çırak ilişkisi şeklinde iki faktörlü bir yapıya sahip olduğu belirlenmiştir. Rapport boyutunda yer alan sekiz maddenin faktör yükleri “.641” ile “. 855”, usta-çırak ilişkisi boyutunda yer alan sekiz maddenin faktör yükleri ise “.793” ile “.861” arasındadır. DFA sonucunda ise iki faktörlü yapıya ilişkin model-veri uyumunun iyi olduğu belirlenmiştir [x2=283.57, x2/sd=2.807, RMSEA=.062, CFI=.99, GFI=.93, AGFI=.91, NNFI=.99 ve SRMR=.042]. Ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısı .956, test-tekrar test korelasyon katsayısı ise .735 olarak bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular, ölçeğin Türkçe formunun, lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin danışman-öğrenci ilişkilerine yönelik algılarının ölçülmesinde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir yapıda olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Lisansüstü eğitim; Danışman-öğrenci ilişkisi; Akademik danışmanlık, Ölçek uyarlama; Lisansüstü öğrenci.
Prof. Dr. Halil EKŞİ, Dr. Öğr. Üyesi Işıl TEKİN, Uzm. Psk. Dan. Gözde ŞAMATACI-TARABUŞ, Uzm. Psk. Dan. N. Elif AKSOY
Romantik Türk Filmlerinin Serüveni: Transaksiyonel Analiz ve Aşk Tutumları Açısından Nitel Bir Değerlendirme
Özet
|
Tam Metin
Araştırmanın amacı, 1970’ler ve 2000’ler Türk filmlerinde romantik ilişki yaşayan başrol karakterlerin, aşka ilişkin tutumlarındaki değişimlerin incelenmesi ve kişilik özelliklerinin Transaksiyonel Analiz Ego Durumlarına göre çözümlenmesidir. Çalışma nitel bir doküman analizi çalışmasıdır. Seçilen dört filmdeki başrol karakterlerin baskın olarak sergiledikleri ego durumu kişilik özellikleri ve aşk üslupları betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir. İncelenen filmlerdeki kadın ve erkek karakterlerin ego durumlarının 1970’lerden 2000’li yıllara değişim gösterdiği bununla birlikte çiftlerin ego durumlarının birbirlerini tamamlayıcı durumunu koruduğu görülmüştür. 70’li yıllardan incelenen filmlerdeki kadın karakterlerde yansıtılan baskın ego durumu çocuk ego durumu iken; 2000’li yıllardan incelenen filmlerdeki yansıtılan baskın ego durumu yetişkin ve ebeveyn ego durumudur. Benzer şekilde 70’ler filmlerindeki erkek karakterlerde yansıtılan baskın ego durumu ebeveyn ego durumu iken 2000’lerde yansıtılan baskın ego durumu yetişkin ve ebeveyn ego durumudur. Ayrıca 1970’lerden 2000’li yıllara filmlerdeki aşk tutumlarında da değişim olduğu görülmüştür. 70’ler filmlerinde arkadaşça aşk baskınken 2000’ler filmlerinde tutkulu aşk baskın bulunmuştur. Ego durumlarının ve aşk üsluplarının ve bunların zamana bağlı değişiminin filmler üzerinden incelenmesi duygusal ve davranışsal özelliklerin yanı sıra toplumsal yapının değişiminin incelenmesine dair alternatif bir kaynak sunabilir.
Anahtar Kelimeler: Transaksiyonel analiz; Ego durumları; Romantik ilişkiler; Aşk üslupları; Film analizi.
Dr. Kadriye YILDIZ
Türk Sinemasında Özel Gereksinimli Bireylerin Temsili: Zavallı Filmi Örneği
Özet
|
Tam Metin
Türk sinema tarihi incelendiğinde, Türk sinemasının kültürel birikimine bağlı olarak birçok öğeyi zamansal bağlamda yansıttığı görülmektedir. Türk Sineması dönemin yaşanan olaylarını, toplumun yaşayış biçimini siyah beyaz ya da renkli karelerle başka kuşaklara aktarmakta, toplum içerisinde yer alan birçok öğenin gösterilme-sine aracılık etmektedir. Bu öğelerden birini de Zavallı filmi ile görmekteyiz. Zavallı filmi, özel gereksinimli (zihin yetersizliği) bireylerin sinema aracılığıyla yansıtılması ve dönemin toplumunun özel gereksinimli bireyleri kültürleri doğrultusunda algıla-yışını incelemektedir. Filmler, gerçek yaşantı ile film arasında oluşturduğu çizgiyle, dönemin kültürünü ve yaşantısını yansıtması yönüyle önem taşımaktadır. Bu çalışmada da özel gereksinimli bireyler, dönemin kültürü bağlamında Zavallı filmi üzerinden betimsel analiz yöntemi ve sosyolojik yaklaşım üzeriden irdelenmektedir. Betimsel analiz ile çerçeve oluşturma ve bu tematik çerçeveden hareketle bulguları yorumlama yer almaktadır. Sosyolojik yaklaşım ile de “Filmin kültürel ve ulusal niteliği nedir?” sorusuna cevap aranmaktadır. Bu çalışmada zihin yetersizliğine sahip Ali ve ailesi üzerine kurgulanarak dönemin kültürü, özel gereksinimli bireyler ile günümüzdeki özel gereksinimli bireylerin özellikleri incelenerek sosyolojik açıdan değerlendirilmektedir. Bu bağlamda film incelendiğinde, filmin yapıldığı dönem ile beyaz perde ve günümüz toplumlumunun, yetersizliği olan bireylere yönelik bakış açıları karşılaştırıldığında günümüz toplumunun yetersizliği olan bireylere yönelik daha fazla destek sağlandığı ve pozitif yönde gelişme kaydettidiği görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Türk sineması; Özel gereksinimli birey; Zihin yetersizliği olan bireyler; Zihin yetersizliği olan bireylerin ailesi; Zihin yetersizliği olan bireylerin sos-yal çevresi.
Doç. Dr. Mustafa İLHAN, Doç. Dr. Melek Gülşah ŞAHİN, Prof. Dr. Neşe GÜLER
Sıralama Yargılarıyla Toplanan Verilerin Analizinde Rasch Modelinin Kullanımına Yönelik Örnek Bir Çalışma
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırma, sıralama yargılarıyla toplanan verilerin analizinde Rasch modelinin kullanımını örneklendirmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla çalışmada, veri dosyasının hazırlanmasından analiz çıktılarının yorumlanmasına kadar Rasch analizi ile ilgili tüm süreçler ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Ayrıca çalışma kapsamında Rasch analizi sonuçları geleneksel yöntemden elde edilen çıktılarla karşılaştırılmıştır. Çalışma 261 ortaokul öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Araştırma verileri, matematik ödevinin olumlu yönleri ve sınırlılıkları ile ilgili beşer uyarıcı içeren bir ölçme aracı kullanılarak toplanmıştır. Öğrencilerden matematik ödevlerinin en önemli avantajını 1 ve en sonda gelen avantajını 5 ile kodlayarak ödevin olumlu yönlerini sıralamaları istenmiştir. Benzer şekilde, en önemli sınırlılığı 1 ve en sonda gelen sınırlılığı 5 ile kodlayarak matematik ödevlerine ilişkin sınırlılıkları sıralamaları talep edilmiştir. Araştırma verileri hem Rasch modeline hem de geleneksel yönteme göre analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları, uyarıcılar için Rasch analizinden ve geleneksel yöntemden elde edilen ölçek değerleri arasında yüksek bir uyum bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuç ve analize ilişkin süreçler açısından Rasch modelinin daha pratik bir seçenek olduğu göz önüne alındığında sıralama yargılarıyla toplanan verilerin analizinde geleneksel yöntem yerine Rasch modelinin tercih edilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Ölçekleme yaklaşımları; Uyarıcı-merkezli ölçekleme; Sıralama yargıları; Uyarıcıların sıralanması; Rasch modeli.
Sezin BÜLBÜL, Doç. Dr. Gülşah SEVER
Okul Öncesi Dönem için Yazılmış Keman Eğitimi Kitaplarının Genel, Görsel Özellikleri ile Müziksel Gelişim Basamakları Bakımından İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı Türkiye’de okul öncesi dönem keman eğitimi için yazılmış kitapların genel ve görsel özellikleri ile içerdiği etkinliklerin müziksel gelişim dönemlerine uygunluğu bağlamında incelenmesidir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Veri kaynağı olarak Türkiye’de okul öncesi dönem için yazılmış keman eğitimi kitapları alınmıştır. Amaçlı örneklem yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile Türk yazarlar tarafından okul öncesi keman eğitimine yönelik olarak yazılmış 11 adet başlangıç keman kitabı incelenmiştir. Veri toplamada araştırmacılar tarafından hazırlanmış “Okul öncesi dönem için yazılmış keman eğitimi kitaplarını inceleme formu” kullanılmıştır. Görsel incelemede kitap içinde resim ve metinlerin yer alışı, resim özellikleri alt başlıkları yer almaktadır. İçerik incelemede sayfa içeriğinde yer alan öğeler, bitiriş sertifikası olma durumu, kitaptaki uygulamaların içerdiği sınıf modelleri yer almaktadır. Kitapların okul öncesi dönem müziksel gelişim dönemleri bakımından incelenmesinde ise duyma/işitme, sesleme/şarkı söyleme, hareket/dans ve keşif/oyun boyutlarına yer verilmiştir.
Sonuç olarak kitaplarda yer alan etkinliklerin en çok duyma/işitme boyutunda olduğu, bu etkinlikler içerisinde en çok tiz ve pes kavramları, tanıdık ezgilere yer verme ve tempo çalışmalarına yer verildiği ortaya çıkmıştır. Sesleme/şarkı söyleme boyutunda tanıdık şarkıların ritim ve ezgilerini söyleyerek farklı duygularla ilişkilendirme etkinliklerinin yer aldığı ancak kendi şarkısını seçme, besteleme, mırıldanma ve farklı dinamiklerle söyleme gibi etkinliklerin kitaplarda hiç yer almadığı tespit edilmiştir. Hareket/dans boyutunda da kitaplarda yer alan görseller ve öğretmenin keman tutuşunu gözlemleme etkinlikleriyle çoğunlukla duruş tutuş çalışmalarına yer verildiği ancak hareket şarkıları ve parmak oyunlarına yeterli seviyede olmadığı ortaya çıkmıştır. Keşif/oyun boyutunda ise öğrencilerin farklı müzik türlerini, tempoları, dinamikleri keşfetmeye yönlendirecek etkinliklerin kitaplarda hiç yer almadığı ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: Müzik eğitimi; Okul öncesi müzik eğitimi; Müziksel gelişim; Keman eğitimi; Keman metotları
Arzu KARACAKÖYLÜ, Tuba GÖKÇEK
6. Sınıf Öğrencilerinin Cebirsel İfadeler Konusundaki Hataları
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmanın amacı, 6. sınıf öğrencilerinin cebirsel ifadeler konusundaki hatalarının incelenmesidir. Araştırma, Kırıkkale merkezde bulunan bir devlet okulunda öğrenimine devam eden 54 6. sınıf öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Çalışma grubunun belirlenmesinde kritik durum örnekleme modeli kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak 10 açık uçlu sorudan oluşan “Cebirsel İfadeler Hataları Belirleme Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma, nitel ve nicel yöntemlerin bir arada kullanıldığı karma araştırma tasarımı ile yürütülmüştür. Araştırmanın modelinde eş zamanlı dönüşümsel model uygun görülmüştür. Bu doğrultuda, belirlenen çalışma grubu ile öğretim programında yer alan cebirsel ifadelere yönelik alt öğrenme alanında bulunan kazanımlara göre oluşturulan sorulardan oluşan formda öğrencilerin sorulara vermiş oldukları yanıtlar, içerik analizine tâbi tutularak öğrencilerin hataları irdelenmiş ve kodlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Formdaki sorulara verilen cevaplardan elde edilen puanlara göre öğrenci başarılarının hesaplanmasında aritmetik ortalama, yüzde ve frekanslar kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin cebirsel ifadeler konusunda genel başarı puanlarının düşük olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte cebir öğrenme alanındaki beş kazanıma dair öğrencilerde birçok hata tespit edilmiştir
Doç. Dr. Safiye BİLİCAN-DEMİR
Duyuşsal Bağlam Olarak Okul: Fene Yönelik Tutumun Kestirilmesinde Okula Aidiyetin Rolü
Özet
|
Tam Metin
Erken dönemde çocukların fene yönelik tutumlarının şekillendiği çevresel koşullar ve bunların akademik başarı ile olan ilişkileri dikkate alınarak, bu araştırmada öğrencilerin fene yönelik tutumlarının kestirilmesinde okula aidiyetin rolü incelenmiştir. Çalışmanın hedef grubunu TIMSS 2019 uygulamasına 4. sınıf düzeyinde katılan toplam 4028 (%52.3 kız ve %47.7 erkek) öğrenci oluşturmuştur. İlişkisel tarama modelindeki bu araştırmada okula aidiyetin öğrenci tutumlarını yordama gücünü kestirmek üzere çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Veriler, TIMSS’in tabakalı örneklem yapısı, örneklem ağırlıkları ve olası değerler dikkate alınarak IDB analyzer programında analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları, öğrencilerin okula aidiyet duygularının fen öğrenmeyi sevme ve fende kendine güven değişkenlerinin anlamlı ve pozitif bir yordayıcısı olduğunu göstermiştir. Okula aidiyetin, öğrenci tutumları üzerindeki etkisi ilgili alanyazın bağlamında tartışılmıştır
Nilsu EKİNCİ, Doç. Dr. Hatice Zekavet KABASAKAL
Üniversite Öğrencilerinde İlişki Doyumu ile Sosyal Medya Kullanımı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Özet
|
Tam Metin
Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıkları ile romantik ilişkilerinden aldıkları doyum arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrenim görmekte olan öğrencilere uygun örnekleme yöntemiyle (224’ü kadın, 163’ü erkek, 387 öğrenci) ulaşılarak Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Medya Kullanım Ölçeği ve İlişki Doyum Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin analizinde bağımsız örneklem t Testi, tek yönlü varyans analizi (One-Way ANOVA) Pearson korelasyon analizleri kullanılmıştır. Sosyal medya kullanım sıklığı, sosyal medyada geçirilen zaman, sosyal medya kullanım nedenleri, sosyal medyaya dair ifadeler ve ilişki doyumu cinsiyet, yaş ve romantik ilişki süresine göre incelenmiş, sosyal medya kullanımı ve ilişki doyumu arasındaki ilişki analiz edilmiştir. İlişki doyumu, sosyal ağ, mesleki ağ, fotoğraf paylaşım siteleri, mikroblog ve forumlar için cinsiyete göre anlamlı farklılık tespit edilmiştir. İlişki doyumu ile sosyal medya kullanım nedenlerinden “kendini ifade/gerçekleştirme”, “haberdar olma” ve “eğlence” alt boyutları için pozitif yönde zayıf ilişki tespit edilmiştir. İleride yapılabilecek çalışmalara dair öneriler araştırmanın sonunda yer almaktadır.
Asude ÖZCAN, Hilal AYDIN, Dilara Zehra BAÇ, Nurevşan KARAAĞAÇ, Dr. Öğr. Üyesi Bedirhan GÜLTEPE
Koronavirüs, Grip/Nezle ve Hastalanmamış Bireylerin Obsesif-Kompulsif Bozukluk Belirtileri ve Ruminasyon Açısından Karşılaştırılması
Özet
|
Tam Metin
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını (COVID-19) insanların psikolojik sağlığı üzerinde olumsuz yönde etkiler bırakmaktadır. Bu çalışmanın amacı; COVID-19 tanısı almış, hiçbir tanı almamış ve grip/nezle tanısı almış bireyler olarak üç grupta Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve ruminasyon düzeylerini karşılaştırarak incelemektir. Bu hastalıkları geçirmiş 197 gönüllü katılımcıya ulaşılarak katılımcılara ölçek seti uygulanmıştır. Veriler Nisan 2021’de çevrim içi platform üzerinden toplanmıştır. Analiz sonucunda beklenenin aksine grip/nezle tanısı almış bireylerin COVID19 geçirmiş ve tanı almamış bireylere göre daha fazla OKB belirtisi yaşadığı gözlenmiştir. Ancak grupların ruminasyon düzeyleri arasında anlamlı bir fark olmadığı bulunmuştur. Ayrıca COVID-19 nedeniyle yakınını kaybeden bireylerin, tanıdıklarından kayıp yaşayan ve hiç kayıp yaşamayanlara göre bazı OKB belirtilerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuçlar, güncel bulgular ve salgının gidişatı bağlamında tartışılmıştır.